ABD-İSRAİL'İN SURİYE'YE ÖNERİSİNE DAİR DÖRT ANAHTAR NOKTA
5 Ocak 2021, Salı
Alwaght-Son birkaç aydır Lübnan'daki geliÅŸmelere yapılan gizli ve açık yabancı müdahalesi, ülkedeki siyasi ve ekonomik krizi hâlihazırda yoÄŸunlaÅŸtırırken, Washington, bölgesel geliÅŸmelerde DireniÅŸ Ekseni’nden aldığı yenilgileri saklamak için Lübnan'daki halk protestolarını bir fırlatma rampası olarak kullanmaya çabalıyor.
Beyaz Saray'ın Lübnan geliÅŸmelerindeki gizli rolünü açığa vuran ifÅŸaatlar, Lübnan kamuoyunda ABD'nin sözleri ve eylemleri arasındaki çeliÅŸkiyi gösteren önemli bir faktördür.
ÖrneÄŸin ABD yeni bir kabinenin kurulmasındaki baÅŸarısızlıkta her zaman Hizbullah'ı suçlarken, Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron, boÅŸluÄŸu doldurmak açısından Lübnanlılar için ümit verici olacak hızlı kabine oluÅŸumu önerisini sundu. Macron'un planına Amerikan muhalefetinin kabinenin kesinleÅŸmesinin önündeki engel olduÄŸu açığa çıktı.
Müdahaleler devam ediyor. Lübnan medyası, Arap Tevhid (Towhid) Partisi baÅŸkanı ve eski içiÅŸleri bakanı Wiam Wahab'ın sözlerine dayanarak, geçtiÄŸimiz günlerde ABD ve İsrail rejiminin Suriye'ye, iÅŸgal altındaki Golan Tepeleri'nin egemenliÄŸinden vazgeçerse Lübnan'daki Suriye nüfuzunu yeniden tesis edeceklerini, teröristlerin elindeki İdlib’in geri alınmasını kolaylaÅŸtıracaklarını ve savaşın parçaladığı ülkenin yeniden inÅŸasına yardım edeceklerini önerdiklerini bildirdi. Haberlerde ayrıca Suriye Devlet BaÅŸkanı BeÅŸar Esad’ın öneriyi ÅŸiddetle reddettiÄŸi bildirildi.
Bu tür öneriler yeni olmamasına ve geçmiÅŸte Esad'a Batı tarafından teröristleri Suriye'den çekecekleri ve İran’ın önderliÄŸindeki DireniÅŸ Eksenini terk ederse iktidarda kalmasının garantileneceÄŸi söylenmiÅŸ olsa da, son öneri dört önemli noktayı barındırıyor. İlki, ABD'nin sömürgeci vizyonunu hüküm sürdüÄŸü bölge devletlerine açıkça kanıtlıyor. Lübnan'da Suriye'ye nüfuz sunmak Lübnan ulusal egemenliÄŸi için ABD’nin Suriye ve Irak'taki yasadışı ve zorbaca askeri varlığı kadar kahredici.
Amerikan liderlerinin İsrail tarzına benzeyen yaklaşımı Filistin’deki geliÅŸmelerinde daha da belirgindir. Mayıs 2018'de ABD BaÅŸkanı Donald Trump, Kudüs'ü İsrail rejiminin baÅŸkenti olarak tanıdı ve ardından Amerikan büyükelçiliÄŸini iÅŸgal altındaki ÅŸehre taşıdı. 2019 Mart’ı sonlarında Trump, İsrail rejiminin iÅŸgal altındaki Suriye Golan Tepeleri üzerindeki egemenliÄŸini tanıdı. Amerika'nın tanınması, Batı Åžeria'daki yasadışı yerleÅŸimleri kapsayacak ÅŸekilde geniÅŸletildi. Bu tanımaların sırasına göre ABD, İsrail rejimi tarafından iÅŸgal edilen Lübnan Åžeba Çiftlikleri, El-Bakü ve El-Kamar'da bunları tekrar etme planlarına sahip görünüyor.
İkinci nokta, Lübnan'da baÅŸka bir ülkenin nüfuzunu kolaylaÅŸtırmayı önermek, Washington'un müttefiki olduklarından, İsraillilerin Lübnan’ın iÅŸlerine müdahale etmesine zaten izin verdiÄŸi anlamına geliyor. AÄŸustos 2020'de, BaÅŸbakan Hasan Diab hükümetinin çökmesine ve birkaç aylık bir siyasi boÅŸluÄŸa yol açan büyük Beyrut limanı patlaması ve ayrıca Lübnan bankalarına yönelik yaptırımlar ve Hizbullah ile ittifaktan kaçınmak için 14 Mart İttifakına yapılan baskıların hepsi bir duruma baÄŸlanıyor. ABD’nin Lübnan'ın kargaÅŸalı koÅŸullarında Lübnanlı liderleri, Akdeniz'deki gaz kaynakları hesaplaÅŸmasında sınır üzerinden İsraillilerle müzakereye zorladığı, hepsi Lübnan’daki geliÅŸmelerin çamurlu sularında büyük balığı Tel Aviv’in yakalamasını saÄŸlamak için bir durum.
Üçüncü nokta, ABD'nin Suriye'ye yönelik önerisi, bölgesel müttefikleriyle birlikte Hizbullah'ı silahsızlandırmaya yönelik ağır ABD baskılarının arkasındaki nedenleri açıklıyor. Hizbullah’ın askeri kabiliyeti ve İsrail rejimi karşısında caydırıcılığı, Washington’un Lübnan’a yönelik sömürgeci komplolarının önündeki baÅŸlıca engeldir. Bu, barışçıl sloganlar görünümündeki silahsızlanma hırslarını gerçekleÅŸtirmek için ağır medya propagandasının ve ekonomik-politik baskıların arkasındaki ana itici güçtür. Dahası, Washington ve Tel Aviv, ilhaklarına ve tanınmalarına raÄŸmen Golan Tepeleri'nin istikrarlı olup olmayacağından asla emin deÄŸiller. Suriye'ye yönelik öneri, Hizbullah ve müttefiklerinin Golan Tepeleri'nin geleceÄŸindeki gücünden ne kadar korktuklarını ortaya koyuyor.
Önerinin önemi ile ilgili dördüncü nokta, ABD'nin Suriye krizinin devamındaki rolünü kabulü olarak okunması gerektiÄŸidir. Batı ülkeleri, insani koruma örtüsü ve daha nice bahane altında, Suriye hükümetinin Suriye'nin kuzeybatısında ve yabancı destekli teröristlerin son kalesi olan İdlib’e operasyon yapmasının yolunu tıkıyor. Buna, savaşın harap ettiÄŸi bölgelerin yeniden inÅŸasını ve Suriyeli mültecilerin geri dönüÅŸünü engelleyen ekonomik yaptırımlarını da ekleyin. Amerikalılar ve diÄŸer Batılı hükümetler, tüm bu suçları Suriye halkına destek verme bahanesiyle iÅŸlerken, sahne arkasında kendilerini halkın kaderinin valileri olarak dayatıyor; Lübnanlıların ve Suriyelilerin kaderlerini pazarlık kozları olarak kullanıyorlar.