ULUSAL UZLAÅžI GÖRÜÅžMELERİ BAÄžLAMINDA HAMAS'IN ASKERİ GELECEĞİ
Hamas’ın askeri kanadının kaderi Filistin Ulusal Uzlaşı görüÅŸmelerinde her daim tartışmalı olmuÅŸtur. Hamas’ın askeri kanadının geleceÄŸiyle ilgili bu tartışmalar Filistin Yönetimi ve Hamas’ı uzlaÅŸtırmada baÅŸarısızlığın en büyük sebebidir. Mahmud Abbas Filistin Yönetimi’nin Gazze’deki tüm silahların ve güvenliÄŸin kontrolünü ele almasını istemektedir; ancak Hamas bunu kırmızı çizgisi sayarak silahların ele geçirilmesini kabul etmemektedir.
Öte yandan, bazı Filistinli grupların uzlaÅŸma ve ulusal birlik için her zaman giriÅŸimleri oldu ve Trump'ın son yıllarda Siyonist rejimi tek taraflı olarak destekleme ve Filistinlilere baskı yapma konusundaki eylemleriyle bu ihtiyaç daha da hissedildi. Åžimdi soru öne çıkıyor, anlaÅŸmazlığı çözmenin perspektifi nedir?
Buna göre bu makale Hamas'ın askeri durumunu ve kabiliyetini, Hamas'ın silahları ve askeri gücü ile ilgili pozisyon ve farklılıkları, ulusal uzlaÅŸma ve birlik olasılığını ve Hamas'ın Batı Åžeria'daki askeri faaliyet olasılığını deÄŸerlendirmeye çalışıyor.
Hamas’ın askeri faaliyetinin tarihçesi ve halihazıdaki gücü
Hamas, faaliyetinin başında kendisini siyasi bir örgüt olarak tanıttı ve askeri bir kolunun varlığından bahsetmedi, sadece gençleri İsrail'e karşı direniÅŸ operasyonları yapmaya teÅŸvik etti. Böylece, "Filistin Mücahid Taburları", "Majd" ve "Abdullah Azzam Taburları" gibi Hamas’a yapısal olarak baÄŸlantılı olmayan silahlı gruplar oluÅŸturuldu; ancak 1992 yılının baÅŸlarında resmi olarak bu oluÅŸum "Åžehit İzzüddin El Kassam Tugayları" olarak ilan edildi.
Böylece Hamas destekli taburlar birleÅŸti. Ancak Siyonist rejimin AÄŸustos 2005'te Gazze Åžeridi'nden çekilmesi, Filistin'de Gazze Åžeridi'nin Hamas hareketi için özerk ve özel bir alan olarak kurulmasına yol açan yeni bir gerçeklikti. Hamas da yıllar içinde askeri gücünü artırmayı baÅŸardı.
DireniÅŸ gruplarının askeri kolları, askeri güç ve iktidar açısından Siyonist orduyla kıyaslanamaz. Bununla birlikte, Hamas’ın askeri ÅŸubesinin örgütlenme yapısı zamanla geliÅŸti ve 2012'de askeri yapısında dramatik bir deÄŸiÅŸiklik oldu ve bu onu, özel savaÅŸ planlarını özümseyen ve kalıcı görevler için muharebe kuvvetleri kullanan bir orduya dönüÅŸtürdü.
2014 yılında 51 günlük savaÅŸ sırasında yaÅŸanan bu geliÅŸmenin sonucu, Siyonist rejimin bazı askeri üslerine sızılması, düÅŸman hatlarının arkasına sızılması ve tünellerin içinde yaÅŸanan ÅŸiddetli çatışmalarla açıkça görüldü. Kassam Tugaylarının ÅŸu anki lideri, 2012'de sekiz günlük savaşın baÅŸlangıcında el-Cabri’ye düzenlenen suikastın ardından atanan Muhammed Zaif.
İzzeddin el-Kassam Tugayları, son yirmi-otuz yıldır Siyonist rejime karşı Filistin direniÅŸinin en güçlü ve en etkili askeri akımı oldu. DiÄŸer Siyonist güvenlik servisleri, Kassam Tugayları'ndan "Hamas Ordusu"diye bahsediyor. Bununla birlikte, Hamas'ın askeri ağırlığına iliÅŸkin raporlar büyük farklılıklar göstermektedir; aynı zamanda, bu alanda ihtiyati tedbirler, asker ve askeri örgüt sayıları hakkındaki gizlilik nedenleriyle doÄŸru bilgi toplamak zordur.
Hamas silahları, gücünün ana kaynaklarından biridir. İlk intifada sırasında Kassam Tugayları, Siyonist rejimin iyi donanımlı ordusuna karşı taÅŸlar kullandı ve yavaÅŸ yavaÅŸ taşın yerini soÄŸuk çelik ve "Molotof kokteylleri" ve nihayet yeni silahlar ve yöntemler aldı. Kassam Tugayları artık Gazze Åžeridi'nde bazı silahlar üreterek ve bölgeye geliÅŸmiÅŸ silahlar ithal ederek askeri yeteneklerini büyük ölçüde artırdı. Hamas, el bombalarından füzelere kadar Gazze Åžeridi'nde çeÅŸitli silahlar üretebildi. Elbette bu silahların hammaddelerinin çoÄŸu yurt dışından Gazze'ye giriyor.
Kassam Tugayları’nın elindeki geliÅŸmiÅŸ silahların çoÄŸu Gazze Åžeridi dışından temin ediliyor ve tünellerden Gazze Åžeridi'ne giriyor. Bir yeraltı oluÅŸumu olan bu tüneller, Hamas'ın askeri gücünün yapılanmasında ve Gazze Åžeridi'ne silah giriÅŸinde önemli bir faktördür. Hamas'ın ithal ettiÄŸi silahların ana kaynağı İran ve Suriye olmuÅŸtur, ancak özellikle Mısır ve Libya olmak üzere, Arap ülkelerindeki geliÅŸmelerin ardından bu ülkelerden Gazze Åžeridi'ne silah kaçakçılığı ihtimali artmıştır.
Hamas Sina Çölü'nden Gazze'ye giren silahları da satın alıyor. Hamas silahlarının bir baÅŸka kaynağı da, hareketin Gazze Åžeridi’ndeki oraya ait güvenlik üslerini 2007 yılında kontrol etmesi üzerine elde ettiÄŸi silahlardır. Åžimdi, Hamas füze testleri, füzelerin sayısı ve menzilleri arttı ve bu füzeler öncekinden farklı olarak içeride üretildi. Füze testlerindeki bu geliÅŸme, Siyonist rejimle çatışma sırasında atılan ortalama füze sayısındaki artışa da yansıyor.
İnsan gücü açısından, Kassam Tugayları’nın ÅŸu anda her biri yaklaşık 5.000 asker ile 4 veya 5 taburu olan dokuz tugayı var, böylece asker sayısının yaklaşık 40.000 olduÄŸu tahmin ediliyor. Askeri eÄŸitimi ve manevraları da orduların olaÄŸan faaliyetlerini taklit etmek için geliÅŸtirilmiÅŸtir.
Kassam Tugayları, Siyonist rejime karşı mücadelede kendi savaÅŸ ilkelerini kullanıyor; kampanyalarında 10 ila 15 kiÅŸilik küçük gruplar çalıştırıyorlar, gerilla birliklerine ve saldırılarına odaklanıyorlar, karmaşık durumlarda yerleÅŸim alanlarını ve Gazze Åžeridi'nde ÅŸehir savaÅŸlarını kullanıyorlar. Uzun süreli yüz yüze mücadeleyi kullanmıyorlar. Çünkü kuvvet ve silah anlamında bu türden savaÅŸlara hazır deÄŸiller. Filistinli grupların, özellikle de Kassam Tugayları’nın baÅŸlıca savaÅŸ taktikleri füzelerin fırlatılması, gerilla operasyonları ve düÅŸman askerlerinin yakalanmasını da kapsıyor.
Ulusal uzlaÅŸma için yapılan çabalar ve baÅŸarısızlığın nedenleri
"DiÄŸer İsrail güvenlik servisleri, Kassam Tugayları’ndan" Hamas Ordusu "olarak bahsediyor.
Ulusal birlik, Hamas, Cihad ve El Fetih dahil tüm Filistin hareketlerinin son yıllarda en önemli taleplerinden biri olmuÅŸtur. GeçmiÅŸe bakıldığında, ulusal birlik hükümetinin oluÅŸumunun dolambaçlı bir yoldan geçtiÄŸini gösteriyor. Yönetim konusundaki Hamas-Fetih anlaÅŸmazlığı Hamas'ın Ocak 2006 seçimlerinde kazandığı zaferle baÅŸladı ve hareketin 2007 iç savaşının ardından Gazze Åžeridi'nin kontrolünü ele geçirmesiyle yeni bir aÅŸamaya girdi. 2007'den bu yana, ulusal bir birlik hükümeti oluÅŸturmak için iki hareket arasında yaklaşık 10 ulusal uzlaÅŸma anlaÅŸması imzalandı ve bunların hiçbiri sonuçlandırılmadı. 2007'deki Mekke AnlaÅŸması'ndan 2011'deki Kahire AnlaÅŸması'na, 2014'teki Al-Shatiya AnlaÅŸması'na.
Filistinli grupların ulusal hükümetin hayata geçirilmesi için 2019'daki son toplantısı Rusya'da yapıldı ve hiçbir sonuç elde edilmeden baÅŸarısızlıkla sonuçlandı. Mahmud Abbas, yaptığı konuÅŸmada Moskova toplantısına atıfta bulunarak, Hamas ile El Fetih arasında 2017'de imzalanan Kahire anlaÅŸmasının hemen uygulanmaya baÅŸlanması ve iç anlaÅŸmazlıkların sona ermesi için Hamas'ın yanıt vermesini beklediÄŸini iddia etti.
Abbas, bu konuÅŸmasında Hamas'ın Åžubat 2019'daki Moskova toplantısında Filistin KurtuluÅŸ Örgütü'nü tanımayı reddettiÄŸini ve bunun Siyonist rejim ve ABD ile bir tür uyum olduÄŸunu iddia etti! Ancak Hamas ve İslami Cihad'ın Moskova toplantısının son açıklamasını imzalamamasının nedeni, ifade metninin El Fetih hareketi temsilcileri tarafından diÄŸer heyetlerin bilgisi olmaksızın deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ olmasıydı. 1967 sınırlarını tanıyan bir açıklama.
Filistinli gruplar Hamas ve Cihad kararı memnuniyetle karşıladılar ve örgütün Siyonist güçlerle iÅŸbirliÄŸinde azalma olduÄŸunu iddia eden bir mesajla Sur Bahr'deki Filistin evlerinin yıkılmasının ardından harekete geçme çaÄŸrısında bulundu. Hamas yaptığı açıklamada, bu kararların uygulanması ve ulusal birlik hükümeti kurulmasının derhal ilan edilmesiyle bir ulusal planın kabul edilmesi çaÄŸrısında bulundu.
Trump'ın Yüzyıl AnlaÅŸma Planının açıklanması ve BAE ile Bahreyn’in Siyonist rejimle iliÅŸkilerinin normalleÅŸmesi ile Filistinli grupların hareketleri arttı ve aralarında Beyrut ve Ramallah toplantıları da dâhil olmak üzere, hepsi de ulusal birlik ihtiyacını vurgulayan birkaç ortak toplantı yapıldı. Ancak ÅŸu ana kadar bu baÄŸlamda hiçbir eyleme geçilmedi. Aslında ulusal birlik anlaÅŸması büyük engellerle karşı karşıyadır. Ulusal uzlaÅŸmanın önündeki temel engel, iki Filistin akımının Siyonist rejim hakkındaki görüÅŸleri ile bununla nasıl baÅŸa çıkılacağı arasındaki keskin farklılıklardır.
El Fetih, Siyonist rejimi tanıdı ve bu rejimle askeri çatışmayı terk etti. Ancak Hamas bu rejimi tanımıyor ve askeri çözüme inanıyor. Bu nedenle, Filistin silahlarının nasıl kontrol edileceÄŸi ve yönetileceÄŸi konusu özellikle önemlidir ve herhangi bir istikrar anlaÅŸması bir çözüm bulmalıdır.
Filistin Yönetimi'nin Siyonist rejim ile uzlaÅŸmacı yaklaşımı ve güvenlik iÅŸbirliÄŸi bu yolda büyük bir engeldir. Bu nedenle, Abbas'ın güvenlik iÅŸbirliÄŸini askıya almasının ardından Filistinli gruplar, bir ulusal birlik hükümeti kurulması çaÄŸrısında bulundu, çünkü Abbas'ın kararı ciddiyse, bu büyük engel, yani Siyonist rejimin Filistin Yönetimi üzerindeki güvenlik etkisi kaldırılabilecekti.
Silahlara ilişkin duruşlar ve anlaşmazlıklar ve bir anlaşma beklentisi
Hamas ve El Fetih’in devlet karşısındaki zaferi Hamas’ın Ocak 2006 seçimlerinde kazandığı zaferle baÅŸladı ve hareketin Gazze’ye hâkim olmasıyla yeni bir aÅŸamaya girdi, Gazze Åžeridi’nin 2007 iç savaşını uyandırdı. 2007'den bu yana, ulusal bir birlik hükümeti oluÅŸturmak için iki hareket arasında yaklaşık 10 ulusal uzlaÅŸma anlaÅŸması imzalandı ve bunların hiçbiri meyve vermedi. Filistin Ulusal UzlaÅŸma GörüÅŸmelerinde Hamas’ın askeri kanadının kaderi her zaman tartışıldı ve bu tartışma, diyalog ve anlaÅŸmaların baÅŸarısızlığının ana nedeni oldu.
Mahmud Abbas, Filistin Yönetimi'nin Gazze'deki tüm silahlar ve güvenlik üzerinde tam kontrol sahibi olmasını saÄŸlamaya çalıştı, ancak Hamas silahların bırakılmasını kabul etmiyor. Hamas'ın üst düzey üyelerinden Halil Hayeh, Hamas ve örgüt 2017'de anlaÅŸtığında silah bırakmayı kırmızı çizgi olarak nitelendirerek, “Bu silahlar elde edilemeyecek; "Bu silahlar iÅŸgalle savaÅŸmak için Batı Åžeria'ya gönderilecek."
Hamas ise ekonomik baskıları azaltmak ve Gazze'deki yaÅŸam koÅŸullarını iyileÅŸtirmek için ulusal bir birlik hükümeti kurma arayışında. Hareket, son yıllarda kamuoyunun kendisine yönelik baskısını azaltarak Gazze ablukasını azaltmak için devlet iÅŸlerini devrederek Gazze'deki durumu iyileÅŸtirmek için çaba gösterdi.
Hamas’ın taraftar olduÄŸu senaryo, sosyal statünün yanı sıra güvenlik ve silahlı mücadeleye odaklanarak, devlet kanadının özel çalışmasından ve ekonominin ve halkın hayatının temel sorumluluÄŸundan kurtularak, Hizbullah’ın direniÅŸ yoluna devam etme modeline yönelmektir. Bu senaryo çeÅŸitli Hamas yetkilileri tarafından çeÅŸitli literatürle defalarca tekrarlandı.
Ancak Mısır, Amerika BirleÅŸik Devletleri ve Siyonist rejim, Filistinli gruplara Hamas'ın silahlarını dağıtmaları, askeri birimlerini etkisiz hale getirmeleri ve ulusal birlik hükümetindeki rolünü sınırlamaları ve çalışanlarının hükümetteki varlığını azaltmaları için baskı yapıyor. El Fetih üyeleri Hamas’ın askeri kanadını korumayı tercih ettiklerini ve onu birlik hükümetinin kontrolüne almak istediklerini söylüyorlar. El Fetih üyesi Abbas Zaki, "Silahlara ihtiyaç olduÄŸuna ve direniÅŸin bir görev olduÄŸuna inanıyoruz, ancak bu silahların kullanımının temeli olarak toplu bir ulusal kararın gerekliliÄŸi konusunda bir anlaÅŸma istiyoruz" dedi.
Ancak iki Filistinli grubun Siyonist rejime karşı çok farklı yaklaşımları göz önüne alındığında, böyle bir ortak zemine ulaÅŸmak imkânsız. Siyonist rejim, El Fetih ile Hamas arasında uzlaÅŸma taleplerini de imkânsız hale getiriyor. Netanyahu, Hamas'ın askeri kanadının kaldırılmasında ve Hamas'ın İsrail'i bir Yahudi devleti olarak tanımasında ısrar ediyor. İsrail’in uzlaÅŸmayı kabul etmemesi, Filistinlilerin tehcirini önleyip, yeniden inÅŸa edilmesi ve geliÅŸmesine karşı ablukayı kaldırmayarak, Gazze ve Batı Åžeria’nın baÄŸlantı kurmasını engellemek anlamına geliyor. Dolayısıyla bu koÅŸulları saÄŸlamayan herhangi bir uzlaÅŸma Gazze'ye fayda saÄŸlamayacağı için sürdürülebilir olmayacaktır.
Hamas'ın silahları konusunda bir anlaÅŸma ancak Filistinli grupların Siyonist rejimle nasıl baÅŸa çıkılacağı konusunda fikir birliÄŸine varmaları halinde mümkün olabilir. Bu fikir birliÄŸi üç modda tasavvur edilebilir. Siyonist rejimin Hamas ve diÄŸer gruplar tarafından tanınması, tanınmasının ve FKÖ ve Filistin Yönetimi tarafından imzalanan anlaÅŸmaların kaldırılması, FY ve Hamas'ın birbirini iki farklı yaklaşım olarak kabul etmesi, buna göre siyasi uzlaÅŸma ve iktidar ayrılığı.
Birincisi, Siyonist rejimin Filistin halkına yönelik tarihsel baskısı göz önüne alındığında, neredeyse imkansızdır, Hamas İsrail'i tanıyıp silahlı mücadeleyi durdursa bile, baÅŸka bir grup direniÅŸ ve silahlı mücadele bayrağını kaldıracak ve silahların kontrolü sorunu devam edecek.
İkincisi, FY'nin Filistin halkının bir temsilcisi olarak birçok ülke ve uluslararası kuruluÅŸ tarafından tanınması, örgütün bu ülke ve kurumların yardımına mali bağımlılığı, İsrail’in ve anlaÅŸmalarının tanınmaması yoluyla mevcut koÅŸullar altında dağılma çökmeye yol açacağından neredeyse imkânsızdır. Üçüncüsü deBatı Åžeria ile Gazze arasındaki kopuÅŸ göz önüne alındığında pratik bir engel, çünkü bu durumda İsrail, Hamas'ın Batı Åžeria'da faaliyet göstermesine izin vermeyecek ve Gazze ablukasını sona erdirmeyecek.
Bununla birlikte, mevcut koÅŸullarda, siyasi grupların uzlaÅŸması ve askeri kollarının entegrasyonu yoluyla tek bir Filistin askeri gücü oluÅŸturmak mümkün deÄŸildir. Hamas'ın doÄŸasını ve silahsızlanmasını deÄŸiÅŸtirmesi veya FY, FKÖ ve El Fetih tarafından statüko ile kabul edilmesi dışında, bu durumda da coÄŸrafi durum ve Siyonist rejimin müdahil olmasından kaynaklanan pratik engellerle karşılaÅŸacaktır.
Bu nedenle, Filistin'i bağımsız bir devlet olarak birleÅŸtirmenin tek olası yolu, Hamas'ı ve direniÅŸ gruplarını Batı Åžeria'ya hakim olmaya çalıştırmaktır; bu, uzun vadeli bir bakış açısıyla takip edilmeli ve eÅŸ zamanlı olarak diplomatik çabalar izlenirken bölgesel düzeyde bu tür bir eylem için zemin hazırlanır.
Hamas’ın Batı Åžeria’daki askeri faaliyeti
Yukarıda belirtildiÄŸi gibi, Hamas'ın amacı İsrail'le savaÅŸmak için Batı Åžeria'ya silah transfer etmek. 2007'deki Filistin İç Savaşı ve Hamas'ın Batı Åžeria'daki örgütün güçlerini askeri olarak yenmesinin ardından, Hamas’ın Filistin'in bu bölgesindeki askeri faaliyeti yok edildi. Örgütün Siyonist rejimle güvenlik iÅŸbirliÄŸinin iÅŸlevlerinden biri de Hamas'ın Batı Åžeria'da faaliyet göstermesini engellemektir.
Öte yandan, Oslo AnlaÅŸmaları uyarınca Batı Åžeria, güvenlik ve askeri idaresi İsrail’e ait olmak üzere üç kısma ayrılmıştır ve bu nedenle Filistin güvenlik kontrolündeki bölgeler, ülkenin kalbine dağılmış bir dizi adadır. Gazze'den veya baÅŸka yerlerden ve hatta Batı Åžeria ile sınır olan Ürdün Batı Åžeria'ya silah ithal etmeyi neredeyse imkânsız kılan Siyonist Denizi rejim kontrolündeki bölgelerdir.
Bu nedenle, Filistin Yönetimi'nin yaklaşımı ve İsrail ile güvenlik iÅŸbirliÄŸi göz önüne alındığında, Hamas'ın Batı Åžeria'daki rejime karşı askeri faaliyetleri yalnızca belirli amaçlara yönelik bireysel ve sınırlı operasyonlardır. Öyle görünüyor ki, Åžeria'daki Filistinli grupların Siyonist rejime karşı geniÅŸ çaplı askeri faaliyetlerine tek çözüm, Oslo AnlaÅŸmalarını iptal etmek ve Siyonist rejimi Gazze gibi tüm Batı Åžeria'dan çekilmeye zorlamak için baÅŸka bir intifada baÅŸlatmaktır.
Filistin Yönetimi'nin mevcut liderliÄŸi, İsrail ile imzalanan anlaÅŸmaları askıya alındığını duyurmasına ve Siyonist rejimin tekrarlanan ihlallerine raÄŸmen bunları uygulamaya devam ettiÄŸinden, bunları iptal etmek için gerçek bir iradesi olmadığından, sadece Batı Åžeria'daki Filistin liderlik ekibini deÄŸiÅŸtirmek böyle bir hamleye kapı aralayacaktır. Bu amaçla Hamas'ın olası Hukuk Konseyi seçimlerine ve hatta Pehlevi Örgütü BaÅŸkanı seçimlerine katılmaktan baÅŸka seçeneÄŸi yoktur.
ABD hükümetinin Siyonist rejimi destekleyen sert eylemleri, Kudüs'ün İsrail'in baÅŸkenti olarak tanınması, büyükelçiliÄŸinin Tel Aviv'den ÅŸehre taşınması, yüzyılın anlaÅŸması için plan ve Siyonist rejimin Yahudi ve El Aksa Camii aleyhine eylemleri, yerleÅŸim yerlerinin geliÅŸmesi ve yürüyüÅŸlere ÅŸiddetli muamelesi ve bu tür eylemlerin yanı sıra bazı Arap ülkelerinin Siyonist rejimle iliÅŸkileri normalleÅŸtirmeye yaklaşımı Batı Åžeria'daki Filistinlileri ikna edebilecek unsurlardır.
DireniÅŸ yaklaşımını benimsemekten baÅŸka seçenekleri yok. Hamas’ın Batı Åžeria’daki diÄŸer seçimler yoluyla yükseliÅŸi, Siyonist rejime karşı Batı Åžeria’ya kadar askeri faaliyetlerin geniÅŸletilmesi için bir baÅŸlangıç ​​olabilir. Bunu devam ettirmek için o dönemde Arap desteÄŸini kazanmak faydalı olsa da, Ürdün'ün Batı Åžeria'nın tek komÅŸusu olarak desteÄŸini kazanmak elzemdir ve bu olmadan Hamas'ın Batı Åžeria'daki faaliyetlerine devam etmesi imkânsızdır.
Sonuç
Hamas’ın askeri kanadının gücü ve örgütsel yapısı ÅŸimdi dramatik bir ÅŸekilde geliÅŸti ve Siyonist rejimin güvenlik servislerinin artık Kassam’ın taburlarından “Hamas ordusu” olarak bahsetmemesini tetikledi. Siyonist rejim ve ABD, Filistinli gruplara Hamas'ın silahlarını dağıtmaları, askeri birimlerini devre dışı bırakmaları ve ulusal birlik hükümetindeki rolünü sınırlamaları için baskı yapıyor. Bu, Filistin ulusal uzlaÅŸma diyaloÄŸunun Hamas’ın askeri kanadının kaderini her zaman tartışmasına neden oldu. Mahmud Abbas, Filistin Yönetimi'nin Gazze'deki tüm silahların ve güvenliÄŸin tam kontrolünü ele geçirmesini istiyor. Hamas’ın taraftar olduÄŸu senaryosu da Hizbullah’ın modeline yönelmektir.
Hamas'ın silahları konusunda bir anlaÅŸma ancak Filistinli grupların Siyonist rejimle nasıl baÅŸa çıkılacağı konusunda fikir birliÄŸine varmaları halinde mümkün olabilir. Ancak iki Filistinli grubun Siyonist rejime çok farklı yaklaşımları düÅŸünüldüÄŸünde, böylesi bir fikir birliÄŸine varmak imkânsız. FKÖ, El Fetih ve Filistin Yönetimi Siyonist rejimi tanıdı ve rejimle askeri çatışmayı terk etti. Ancak Hamas, Cihad ve diÄŸer direniÅŸ grupları rejimi tanımıyor ve askeri çözüme inanıyor.
Bu nedenle, Hamas'ın askeri kanadının kaderinin uzlaÅŸma görüÅŸmeleri çerçevesinde kararlaÅŸtırılması beklenemez, çünkü herhangi bir diyalogda müzakerecilerin hayatta kalacağı varsayılır, ancak Hamas'ın hayatta kalması askeri kanadıyla baÄŸlantılıdır ve silah müzakereleri aslında Hamas’ın kendi hayatta kalmasını müzakere etmesidir.