Devasa Bir Analiz: Arap-İbrani Demiryolu Projesi

Devasa Bir Analiz: Arap-İbrani Demiryolu Projesi
Sosyal medyada paylaÅŸ: Facebook Twitter Whtasapp

Devasa Bir Analiz: Arap-İbrani Demiryolu Projesi

ARAP-İBRANİ DEMİRYOLU PROJESİ

22 Aralık 2020, 16:20

Filistin meselesi en çok Arap-Siyonist iliÅŸkilerinin yeni döneminden etkileniyor. İsrail DışiÅŸleri Bakanı İsrail Katz, Abu Dabi'yi ziyareti sırasında Suudi Arabistan ve Basra Körfezi ülkelerini Ürdün ve Barış Demiryolu üzerinden Hayfa limanına ekonomiyi canlandırmayı amaçlayan baÄŸlama planını duyurdu. En önemli iÅŸlevi ülke ekonomilerine yardımcı olmak olan kısa, ucuz ve yüksek güvenlikli bir ticaret yolu. Bu ortak projenin duyurulması ve Bahreyn Ekonomi Zirvesi'nde Araplar ve Siyonist rejimin eÅŸlik etmesi ile gizli iliÅŸkileri hedef haline geldi.

NOURNEWS - Barış Demiryolu, ekonomik kanalları açarak ve bunları Filistin davasını marjinalleÅŸtirmeye çalışan siyasi iliÅŸkilere doÄŸru geniÅŸleterek Arap-İbrani iliÅŸkilerini normalleÅŸtirmek için kasıtlı bir plandır.

Bugüne kadar Arap-İbrani Stratejik İttifakı bölge için bir rüyaydı ve gerçek oldu, ancak görünen o ki, bugün Arap ülkeleriyle iliÅŸkilerin tohumlarını ektikten sonra, Siyonist rejim birliÄŸi kutlamanın eÅŸiÄŸinde. Ekonomik, güvenlik açısından ve stratejik olarak Araplarla uyum içinde ve siyasi iliÅŸkileri geliÅŸtirme alanında önemli ölçüde ilerledi. Siyonist rejim, bazı Arap rejimleriyle en önemli ortak projelerini kademeli olarak açıklıyor ve bu ülkelerle Tel Aviv'den Riyad ve Abu Dabi'ye uzanan iliÅŸkilerin raylarında trenini yola çıkarmayı amaçlıyor.

Barış Demiryolu, Hayfa limanından 1948'de Ürdün'le İşgal Altındaki Topraklar sınırındaki Bisan'a uzanıyor, ardından Åžeyh Hüseyin Köprüsü üzerinden Ürdün'e, oradan da kuzeydeki Orbad ÅŸehrine ulaşıyor ve sonunda Basra Körfezi'ndeki Arap ülkeleri ve Suudi Arabistan’a varıyor. Siyonist rejim UlaÅŸtırma Bakanı 2016 yılında, projenin bu kısmının iÅŸletilmesi ile Osmanlı döneminde 111 yıl önce inÅŸa edilen Hicaz demiryolunun 64 yıllık kapanmanın ardından yeniden canlandırıldığını ve Filistin demiryolu ağına baÄŸlantı kurarak faaliyetlerine devam ettiÄŸini duyurdu.

Arap-Siyonist demiryolu, Ürdün'ü bir ulaşım merkezi haline getiriyor ve Arap vatandaÅŸlarının bir kara köprüsü olarak Akdeniz kıyılarına eriÅŸimini kolaylaÅŸtırıyor. Siyonist yetkililer, Barış Demiryolu’nun Arap ülkeleriyle iliÅŸkilerinde altın bir döneme damga vuracağını umuyorlar, çünkü bu sayede Arap sınırlarını çatışmasız ve yöneticilerinin rızasıyla geçtiler; Araplarla girdikleri güven, stratejik, ekonomik ittifak ile büyük zaferler elde etme hayallerini gerçekleÅŸtirecekler.

Suudi Arabistan'ın başını çektiÄŸi Arap ülkeleri, Siyonist rejimle iliÅŸkilerin geliÅŸtirilmesini ve demiryolu projesinin finansmanını güvenli bir ulaşım yolu ve hızlanan iÅŸbirliÄŸi olarak adlandırdı; Siyonist rejimin ekonomisini geliÅŸtirdiÄŸini ifade ettiler.

Arap-İsrail iliÅŸkilerinin atmosferini yumuÅŸatmak için iÅŸbirlikçi çabalar, bazı Arap rejimlerinin yüzyılın sözde anlaÅŸmasıyla iÅŸbirliÄŸi ve Siyonist rejimi tüm Arapların düÅŸmanından önemli bir müttefike dönüÅŸtürme ve Filistin meselesini marjinalleÅŸtirme yaklaşımı; bunların hepsi daha büyük yeni OrtadoÄŸu planı doÄŸrultusunda takip ediliyor ve uygulanıyor. Siyonist rejim, bu siyasi-ekonomik köprüyü kullanarak bölgedeki mevcut izolasyondan kurtulmaya ve Filistinlilerin davalarını savundukları yüksek Arap duvarını yıkmaya çalışıyor.

Demiryolu projesinin uygulanmasının önündeki engeller

Adalet: Arap-Siyonist iliÅŸkilerinin normalleÅŸmesi bir formalite meselesi deÄŸil, Arap dünyasının iÅŸgale uyarlanması ve Siyonist rejimin toprak ve nüfus üzerindeki tavizlerinin kabul edilmesidir. İsrail DışiÅŸleri Bakanı ilk kez normalleÅŸme hedefini Araplarla her düzeyde normal iliÅŸkiler kurmak ve bir bütün olarak Filistin meselesini atlamak olarak tanımladı.

Siyonist rejimin amacının, hem Filistin topraklarının iÅŸgali yoluyla Yahudilerin daha fazla göçünü kolaylaÅŸtıracak olan haksız normalleÅŸme olduÄŸu hem de bu normalleÅŸmenin Batı Asya, Ürdün ve çevre ülkelerde daha büyük bir istikrarsızlığın formülü olacağı göz ardı edilmemelidir. Siyonist rejimin, Filistin meselesinin göz ardı edildiÄŸi Mısır ile barışı, Tel Aviv'in yerleÅŸimi ve YahudiliÄŸi geniÅŸletmesini saÄŸladı. Bu nedenle, Siyonist rejimle herhangi bir normalleÅŸme, iÅŸgalin devamı, Filistin davasının ortadan kaldırılması, Filistinlilerin yerlerinden edilmesi ve tarihi hakların ve adaletin terk edilmesi anlamına gelir.

Rekabet: Çin’in Batı Asya bölgesinde artan ekonomik etkisi Amerika BirleÅŸik Devletleri’nde endiÅŸelere yol açtı ve kanıtlar, Washington’un müttefiklerinin Çin’le baÄŸlarını geniÅŸletmesini engellemeye çalıştığını gösteriyor. Çin’in Batı Asya ve Afrika’daki en önemli stratejilerinden biri Washington’u endiÅŸelendiren limanlara, suyollarına, boÄŸazlara ve nakliye hatlarına eriÅŸimdir.

Siyonist rejimin, Hayfa limanını ve demiryolunu Çin'in büyük ölçekli projesine dâhil etmek için Çin ile ekonomik baÄŸlarını güçlendirme çabaları, özellikle Çin'in Hayfa’da yeni bir liman için teklif vermesi, ABD’nin arka bahçesinde Çin'in etkisi konusunda endiÅŸelerini artırdı. Onlar da kazandılar. Çin’in Akdeniz’e yaptığı devasa yatırım ve Siyonist rejimin kritik bölgelerinin yakınında iki milyar dolarlık iki limanın inÅŸası, ABD’nin yatırımın sonuçlarına iliÅŸkin endiÅŸelerini artırdı ve gelecekteki Tel Aviv-Washington iliÅŸkilerini etkiledi.

ABD Senatosu, 2020 savunma bütçe tasarısının taslak parçası olarak Hayfa limanına büyük Çin yatırımları konusunda uyarıda bulundu. Yasa taslağının 1289. Maddesi, ABD'nin Hayfa limanının Çin'e kiralanması konusunda derinden endiÅŸeli olduÄŸunu belirtiyor. Özellikle, ABD Altıncı Filosu bölgenin yakınında konuÅŸlanmıştır ve Washington, ileride Hayfa limanına geliÅŸmiÅŸ deniz kuvvetleri yerleÅŸtirmeyi planlamaktadır. Beyaz Saray yetkilileri bu konuda Netanyahu'yu defalarca uyardılar ve hatta Siyonist rejimle güvenlik iÅŸbirliÄŸini büyük ölçüde azaltmakla tehdit ettiler.

Çin-ABD rekabetine ek olarak, Hayfa demiryolu projesinin baÅŸka bir rakibi daha var: İran-Irak-Suriye demiryolu, Çin'i Akdeniz'e baÄŸlamak için mümkün olan en iyi yol olabilir ve Çin projeye katılmak için bir mutabakat zaptı imzaladı. Demiryolunun Suriye, Irak, İran, Pakistan ve diÄŸer birçok ülkeden geçtikten sonra Çin'e ulaÅŸması bekleniyor. Bu nedenle, bir yandan Çin ile ABD arasındaki rekabet ve Çin'in “Bir KuÅŸak-Bir Yol” projesi için rekabet, Arap-Siyonist barış demiryolunun önünde iki engel ve zorluk olarak görülüyor.

Güvenlik: Barış Demiryolunun Siyonist rejim için ekonomik-politik faydalarına ve izolasyondan çıkmasına yardımcı olmanın yanı sıra, Demiryolunun karşı karşıya olduÄŸu güvenlik engelleri ve zorlukları da dikkate alınmalıdır. Arap ülkeleri Siyonist rejimle iliÅŸkilerini normalleÅŸtirmek için çaba göstermiÅŸ ve önemli atmış olsalar da, ÅŸimdiye kadar Ürdün ve Mısır dışındaki diÄŸer Arap ülkeleri, bu projenin ilerlemesini durdurabilecek Siyonist rejimi henüz tanımadılar. Ekonomik kanalların açılması büyük ölçüde siyasi ve diplomatik iliÅŸkilerin bir iÅŸlevi olduÄŸundan, bu durum projenin ilerlemesini durdurabilir veya büyük bir gecikmeyle karşı karşıya kalabilir.

Siyonist rejim, rejimin iÅŸgali, Filistin halkının yerlerinden edilmesi, bölgedeki güvenlik ve istikrar tehdidinin kilit rol oynadığı Batı Asya'daki karmaşık durum göz önüne alındığında,  demiryolu tesislerine yapılan silahlı saldırıdan da endiÅŸe duymaktadır.  Arap uluslarının Siyonist rejimle siyasi ve diplomatik iliÅŸkiler kurmaya muhalefeti, demiryolunun inÅŸası sürecini ve Tel Aviv ile ekonomik ve ticari iliÅŸkileri geliÅŸtirme sürecini tehlikeye atacak ÅŸekilde ortak demiryolunun önünde büyük bir engel oluÅŸturacaktır.

Tabii ki asıl sorun, iki ucu keskin kılıç görevi gören demiryolunun kendisidir. Çünkü Arap ülkelerinin onu gelecekte kullanmasına ve gerekirse Siyonist rejim üzerinde bir baskı tabakası olarak kullanmasına izin veriyor. Bölgede hâkim olan koÅŸullar ve Araplar ile Siyonist rejim arasındaki iliÅŸkilerin yoÄŸunlaÅŸması ihtimali nedeniyle, demiryolunun arızalanması her iki tarafça da bir baskı aracı olarak kullanılabilir.

Bu projenin ekonomik hedefleri

- Arap-İsrail iliÅŸkilerini normalleÅŸtirmek için Hayfa limanı ile çeÅŸitli Arap ülkeleri arasında mal ve yolcu transferinde demiryollarının kullanılması. Bunun Siyonist rejim için büyük ekonomik faydaları olacak ve Hayfa limanını Akdeniz boyunca KİK ülkeleri ile Avrupa kıtası arasında stratejik bir hatta dönüÅŸtürecek. Bu, Akdeniz'i Kızıldeniz'i birbirine baÄŸlayan SüveyÅŸ Kanalı'nın önemini ve konumunu azaltabilir.

- Bu planın Siyonist rejim açısından bir diÄŸer ekonomik faydası, baÅŸta Irak olmak üzere bazı Arap ülkelerine baskı yapma aracı olarak etkinliÄŸidir. Irak, Ürdün üzerinden yapılan mal ithalatına büyük ölçüde bağımlı ve Ürdün'den geçen bu demiryolu, Irak'ın ve bazı Arap ülkelerinin ekonomik güvenliÄŸini tehdit etmekte Tel Aviv'in anahtarı olacak.

- Bölgede kısa ticaret yollarının oluÅŸturulması ve Siyonist rejimin bölgedeki Arap ülkelerinin petrol kaynaklarına kolay eriÅŸimi, bu rejim için demiryolu, barış demiryolunun bir diÄŸer ekonomik faydası olacaktır.

- Arap pazarlarına Siyonist rejimin büyük miktarlarda ürünleriyle girmesi, Ürdün'ü diÄŸer Arap ülkelerinin pazarlarına mal taşımak ve dağıtmak için kullanması da demiryolunun ortak hedefleri ve ekonomik faydalarıdır.

- Dünyanın liman iÅŸletmeciliÄŸi alanında yedinci ÅŸirketi olan ve 40 ülkede 78 limanı yöneten Dubai Ports Company aracılığıyla BAE'deki “Jebel Ali” limanının faaliyetinin güçlendirilmesi de barış demiryolunun önemli hedef ve faydalarından biridir.

İran'ın Hürmüz BoÄŸazı yönetiminin yarattığı ekonomik ve güvenlik risklerine karşı koyma iddiası, Arapların ve müÅŸterilerinin Babü'l-Mandeb BoÄŸazı'ndaki terör ve korsanlık sorunlarından kurtarılması da ortak bir Arap-Siyonist demiryolunun ekonomik, siyasi ve güvenlik faydaları arasındadır.

Projenin siyasi sonuçları

Barış Demiryolu, Arap ülkeleri ile Siyonist rejim arasındaki iliÅŸkileri normalleÅŸtirme ve tanıtma projesinin bir parçası ve siyasi-ekonomik bir köprü olarak başından beri bahsedildi. Siyonist rejimin bu projeyi kamuoyuna duyurmadaki amacı, Araplarla siyasi iliÅŸkilerini resmileÅŸtirmek ve kendisini Batı Asya bölgesinin kabul edilmiÅŸ bir üyesi olarak sunmaktır. Demiryolu projesi ve “Arap-İbrani” iliÅŸkilerinin normalleÅŸmesindeki etkisi, Arap rejimleri tarafından 2002'de Beyrut Zirvesi'nde onaylanan sözde Arap GiriÅŸimi'ne ve Siyonist rejimle herhangi bir normalleÅŸme oluÅŸturulmasına karşı bir darbedir.

Filistin, Kutsal Kudüs'ün baÅŸkenti ve 1967 topraklarından iÅŸgalci rejimin Kudüs'ten çekilmesi ÅŸartına baÄŸlıydı. Bazı Arap siyasi gözlemcileri, demiryolu projesinin aslında yüzyılın anlaÅŸmasının sonraki aÅŸamalarından birinin baÅŸlığı olacağına inanıyor ki bu Filistinlilerin ulusal haklarını daha da zayıflatacak. BaÅŸkan Trump'ın Filistin sorununu çözmede hedeflediÄŸi eylemler ve Batı Asya'da kabul edilen standartları ve ölçekleri deÄŸiÅŸtirmede Siyonist rejim için destekleyici rolü, Arap pusulasının Arapların gerçek düÅŸmanı olan Siyonist rejimden ABD tarafından yaratılan hayali bir düÅŸmana sapma eÄŸilimini yoÄŸunlaÅŸtırabilir. BirleÅŸik Devletler tarafından yapılan hayali düÅŸman.

Siyonist rejim (İran) Arapların normalleÅŸmesi için zorunlu gerekçeleri ve nedenleri saÄŸlamak için bunu biliyordu. İran hiçbir Arap ülkesini tehdit etmezken, Siyonist rejim her zaman Filistin'i ve hatta Arap sistemini tüm sorunları ve kültürüyle tehdit etmiÅŸ ve saldırmıştır. Åžu anda, Siyonist rejim, ortak ticaret ve kalkınma sözleÅŸmeleri ve projeleri ÅŸeklinde, Arap ülkelerinin konumlarıyla mücadele ederken, İran'ı bölgesel güvenlik ve istikrar için büyük bir tehdit olarak sunmaya çalışıyor.

Bu tehdide karşı çıkmak için Arapların rejimle iÅŸbirliÄŸi yapması gerekiyor. O Siyonist’tir. Siyonist rejim yetkililerinin Muskat, Doha, Abu Dabi ve Dubai'yi ziyareti ve Arap-İsrail iliÅŸkilerini normalleÅŸtirmek amacıyla bölgesel diplomasi yapısını yeniden inÅŸa etmek için İran ve direniÅŸ ekseni üzerindeki baskı ve yaptırımların artmasının eÅŸ zamanlı olması analiz edilebilir.

İran'ın Bölgesel Çıkarları için Demiryolu Sorunu

" Arap-İbrani siyasi iliÅŸkilerinin ticari hedefleri ve normalleÅŸmesi dışında, Arap-Siyonist barış demiryolu projesinin ana hedeflerinden biri Hürmüz BoÄŸazı'nı aÅŸmak ve İran'ın stratejik önemini azaltmaktır ". İran'ın Hürmüz BoÄŸazı'nı yönetmesi ve gemilerin ve tankerlerin BoÄŸazı geçme ihtiyacının Arap ülkeleri ve İran'ın bölgesel rakipleri için her zaman can sıkıcı olması nedeniyle, Siyonist rejim demiryolunu hayli stratejik olabilecek bir ÅŸekilde yönlendirmeyi planlıyor.

Hürmüz BoÄŸazı'nı küçültün ve Suudi Arabistan ile diÄŸer ülkeleri açık sulara baÄŸlayarak ve Füceyre petrol limanını güçlendirerek pratik ÅŸekilde onları Hürmüz BoÄŸazı'ndan azat edin. Suudi Arabistan ve diÄŸer Körfez ülkelerinden, Akdeniz kıyısındaki son derece modern yedi terminal ile donatılmış Hayfa limanı ile Avrupa'ya petrol ihracatını hedefleyerek, aynı zamanda Hürmüz BoÄŸazı'nı atlayarak Türk İstanbul limanı ile rekabet etmeyi de hedefliyor. İtalya, Fransa ve İspanya gibi güney Avrupa ülkelerine çok daha yakın olan ve Akdeniz üzerinden İngiltere, Almanya ve İskandinav ülkelerine baÄŸlanan bu yol, ticaret için daha uygun maliyetli bir yoldur.

https://www.alalamtv.net/news/3644301

http://alwaght.com/ar/News/121964

Politik Ekonomi Dergisi

Sosyal medyada paylaÅŸ: Facebook Twitter Whtasapp


Hakkımızda

Uluslararası Siyasal Gündem - Kudus Analiz | KA kudusanaliz.com


Kudüs Analiz sitesi bir Kudüs Medya AŞ portalıdır




Son Güncellenenler


Network Yazılım