KARABAÄž 17 REBİÜLEVVEL KONFERANSI KAPANIÅž BİLDİRİSİ
(Yüce Rehberlik Makamı'nın KarabaÄŸ hakkındaki görüÅŸlerinin izahı)
“Size ne oluyor ki, hem Allah yolunda hem de 'Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli gönder, bize katından bir yardımcı yolla' diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan mustazaflar için savaÅŸmıyorsunuz?”
Azerbaycan, Peygamber'e (s) ve aziz Ehl-i Beyt'ine gönül vermiÅŸ çalışkan halkıyla derin tarih ve kültüre sahip Müslüman bir ülkedir. Azerbaycan, özellikle de KarabaÄŸ, Åžia'nın tarihi boyunca büyük âlimlerin ocağı olmuÅŸtur ve bu toprakların uleması, ilim ve bilginin karanlık semasını aydınlatmaktadır. Bu bölgede yetmiÅŸ yıllık komünist hâkimiyet bile bu özgür ve asil halkın mübin İslam dinine, ÅŸanı yüce Peygamber'e (s) ve Hazret'in (s) pâk sülalesine muhabbetinden hiçbir ÅŸey eksiltememiÅŸtir. Bu kadim diyarın büyük halkı, İslam ve Kur'an yolunda ve fesat çıkaran zorbaların saldırıları karşısında daima kararlılık göstermiÅŸtir ve göstermeye devam edecektir. Azerbaycan ülkesi, hassaten KarabaÄŸ İslam'ın gövdesinden bir parçadır ve baÅŸkaları tarafından iÅŸgal edilmesi zalimcedir. Bu iÅŸgal, Kur'an'ın bariz buyruklarına, Ehl-i Beyt'in (a) tarzına, uluslararası yasalara ve tarihin mantığına aykırıdır.
Devrimin büyük lideri Hazret-i Ayetullahiluzma Hameneî (ömrü uzun olsun) 17 Rebiülevvel 1442 (13 Âbân 1399 / 3 Kasım 2020) tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin önemi ve konumu ve iÅŸgal altındaki topraklarının tamamının geri alınmasının gerekliliÄŸi hakkındaki görüÅŸlerini açık ve ÅŸeffaf biçimde ifade etmiÅŸlerdir. Zâtıâlilerinin bu konudaki görüÅŸlerini izah etmek üzere İlim Havzaları'nın ve İslam Cumhuriyeti'nin diÄŸer kurumlarının desteÄŸiyle 11 İsfend 1399 (1 Mart 2021) günü din âlimleri, mümtaz ÅŸahsiyetler, kültür insanları ve siyasetçilerin katılımıyla mukaddes Kum ÅŸehrinde Ehl-i Beyt Evi'nde KarabaÄŸ 17 Rebiülevvel Konferansı düzenlendi. Konferansın sonunda aÅŸağıda yer alan onbir maddelik bildiri tanzim edildi.
1. Devrimin büyük lideri Hazret-i Ayetullahiluzma Hameneî (ömrü uzun olsun) tarafından beyan edilen “KarabaÄŸ 17 Rebiülevvel” kavramını, tüm dünyada KarabaÄŸ konusundaki en iyi ve en açıklayıcı söylem kabul ediyor ve onu duyurup gerçekleÅŸtirmenin zaruretini hatırlatıyoruz.
2. Uluslararası yasalara göre KarabaÄŸ bölgesi Azerbaycan Cumhuriyeti'ne aittir, İslam toprağının parçasıdır ve ülkeden ayrılamaz. Bu nedenle Kur'an ayetlerinin buyruÄŸuna ve Masumların (a) siretine uyarak, İslam Devriminin felsefesi, Hazret-i İmam (rh) ve Yüce Rehberlik Makamı'nın (ömrü uzun olsun) talimatları gereÄŸince kendimizi mazlumu desteklemek ve savunmakla yükümlü görüyoruz. Dolayısıyla mazlum Azerbaycan halkı ve ülkesini destekliyor ve savunuyoruz. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin hükümeti ve milletinin bu toprakları geri almada tamamen yasal ve meÅŸru davrandığına ve bu giriÅŸimle BM Güvenlik Konseyi'nin dört kararının icrası doÄŸrultusunda hareket ettiÄŸine inanıyoruz.
3. KarabaÄŸ 17 Rebiülevvel Konferansı'nın katılımcıları, bölgede barış ve güvenlik meselesinin, yabancı güçlere, siyonist düÅŸmanın müdahalelerine ve onların dost ve müttefiklerine sığınmaktan uzak gerçekleÅŸmesi gerektiÄŸini vurgulamaktadır.
4. Uluslararası kuruluşlardan, eldeki avantajlardan yararlanarak işgalci tarafı Azerbaycan Cumhuriyeti'nin egemenlik hakkını kabul etmeye ve işgali sona erdirmeye zorlaması beklenmektedir.
5. Bazı ülkeler İranofobi ve Åžiafobi dalgası meydana getirerek tefrika çıkarıcı ve uÄŸursuz hedeflerini gerçekleÅŸtirmenin peÅŸindedir. Onlar, İran İslam Cumhuriyeti devleti ve milletine yönelik kötümserlik üretip asılsız dedikodular yayarak İran ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin halkları arasına ihtilaf sokmak, sonuç itibariyle de bulanık suda balık avlamak için bölgeyi güvensiz hale getirmenin peÅŸindedir. Onlar, tekfirci unsurların, zorba güçlerin ve siyonizmin bu bölgelere nüfuzuna ve yerleÅŸmesine zemin hazırlamak, savaÅŸ ve ihtilaf sayesinde de gayri meÅŸru hedeflerini elde etmek istiyorlar. Bu itibarla, baÅŸta Azerbaycan Cumhuriyeti'nin asil halkı olmak üzere Müslümanların dinî, ÅŸer'î, ahlakî ve insanî vazifesi komplolar konusunda tam uyanıklıkla dost ve aziz Azerbaycan Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüÄŸünü savunmak; yabancıların bu İslam ülkesine nüfuzu ve komploları karşısında uyanık olmak ve dostu düÅŸmandan ayırt etmektir.
6. Biz inanıyoruz ki, elleri Åžiî ve Sünnî Müslümanlardan Hıristiyan ve Dürzîlere kadar günahsız insanların kanına bulaÅŸmış yalancı siyonist rejimin ve tekfirci grupların rol üstlenmesi, baÅŸta aziz ve başı dik Azerbaycan Cumhuriyeti milleti olmak üzere yaÅŸanan sürecin tüm taraflarının uyanık kalmasıyla akamete uÄŸratılabilecek yeni bir uÄŸursuz komployu haber vermektedir.
7. İlim Havzaları, taklit merceleri, hocalar ve talebeler İslam'ın nurlu ahkâmı ve maarifini esas alarak kendilerini Azerbaycan Cumhuriyeti'nin olgun milletini destekleyip savunmakla görevli bilmeli ve ÅŸu ana kadar olduÄŸu gibi bundan sonra da daima onun yanında olmalıdır.
8. Mübin İslam dininin ve aziz Kur'an'ın asli temellerinden olan direniÅŸ, cihad ve ÅŸehadet kültürü, AÅŸura üslubu ve Hazret-i Eba Abdillah el-Hüseyin'in (a) mantığıyla birlikte dünyada zorbalık peÅŸinde olanların ve müstekbirlerin karşısında her türlü tasallut ve üstünlükçü giriÅŸim için çok saÄŸlam bir sed oluÅŸturmaktadır. İlim Havzaları, akılcı davranmaya ve Hüseynî destan ve irfana dayalı maneviyat ve cihad kültürünü derinleÅŸtirip yaygınlaÅŸtırmanın kurtuluÅŸa ilettiÄŸini, izzet meydana getirdiÄŸini ve dünya ve ahiret saadetine güvence saÄŸladığını bilerek devletler ve milletlerin millî, bölgesel ve uluslararası sahada muktedir hale gelmesini bu ilkelere tâbi olmakta görmektedir. Bu itibarla, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin uleması, mümtaz ÅŸahsiyetleri ve seçkin insanlarından beklentimiz, basiret ve ÅŸuurla düÅŸmanın İran ve Azerbaycan Cumhuriyeti halkları arasında tefrika çıkarmaya dönük komplolarını akamete uÄŸratması ve iki ülkenin derin tarihsel, kültürel ve mezhebî iliÅŸkilerine halel gelmesine izin vermemesidir.
9. Yüce Rehberlik Makamı'nın ifade buyurduÄŸu gibi, “... Uluslararası sınırlara riayet edilmelidir. Yani iki taraf da ülkelerin uluslararası sınırlarına tecavüzde bulunmamalı ve uluslararası sınırlar korunmalıdır. Teröristlerin de sınırlarımıza yakın yerlerde konuÅŸlandırılmaması gerekir.” Bu itibarla, muhterem Azerbaycan Hükümetinden, tekfirci gruplar ve siyonist rejim unsurlarının bu bölgede bulunmasına karşı tedbirler düÅŸünmesini ve uygun biçimde harekete geçmesini istiyoruz.
10. İran İslam Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti derin tarih, kültür, dil ve siyasî coÄŸrafya müÅŸtereklerine sahiptir. Bu iki ülkenin tüm alanlarda fikir birliÄŸi ve iÅŸbirliÄŸi için pek çok kapasitesi üst düzeydedir. Mevcut iÅŸbirliklerini takdir ederek, iki ülkenin yetkilileri, seçkinleri, hocaları, talebeleri ve akademiden, özellikle de gençlerden, henüz faydalanılmayan iktisadî, bilimsel, kültürel, sosyal ve siyasal çok çeÅŸitli kapasiteleri aktif hale getirmelerini ve iliÅŸkilerin seviyesini dünya için emsalsiz bir model ve örnek oluÅŸturacak biçimde en yüksek noktaya çıkarmalarını istiyoruz.
11. Nihayet, son zaferleri samimiyetle tebrik ederken Azerbaycan devleti ve milletine, bu savaşın yüce makamdaki ÅŸehitlerine Allah Teala'dan en yüksek dereceleri niyaz ediyoruz.
Vesselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuh.