Ensarullah Lideri Seyyid Abdulmelik El Husi'nin Ramazan Konuşması

Ensarullah Lideri Seyyid Abdulmelik El Husi'nin Ramazan Konuşması
Sosyal medyada paylaÅŸ: Facebook Twitter Whtasapp

Ensarullah Lideri Seyyid Abdulmelik El Husi'nin Ramazan Konuşması

ENSARULLAH LİDERİ SEYYİD ABDULMELİK BEDREDDİN EL HUSİ’NİN RAMAZAN’A GİRİŞ KONUÅžMASI

KUDÜS ANALİZ ÖZEL

HoÅŸ geldiniz, merhabalar...

Burada olan ve beni izleyen herkesi saygıyla selamlıyorum. BaÅŸta anne babalar, alimler, bütün Müslümanlar ve tüm izleyenleri selamlıyorum.

KovulmuÅŸ ÅŸeytandan Allah'a sığınırım, Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla baÅŸlar ve O'na hamd ederim. Her ÅŸeyin gerçek sahibi olan Melik'ten baÅŸka ilah olmadığına, Efendimizin (s.a.v) O'nun kulu ve elçisi olduÄŸuna ÅŸahitlik ederim. O peygamberlerin mührüdür, Allah'ım sen İbrahim ve âline salat ve selam eylediÄŸin gibi ona, âline ve ashabına da salat ve selam eyle. Sen Hamîd ve Mecîd'sin. Sen onun hayırlı, seçkin sahabesinden, mücahit ve salih olan diÄŸer kullarından da razı ol..

Burada ve ekranı başında bulunan tüm kardeÅŸlerim.. es-Selâmu Aleyküm!

Bu konuÅŸmamızda mübarek ayın geliÅŸini konuÅŸmak için toplandık.. Ramazan ayı, Kuran ayı, rahmet ve bağışlanma ayı.. Aslında dikkate almamız gereken ÅŸey yılın tüm aylarında nefsî ve zihnî olarak kendimizi mübarek ramazana hazırlamamız gerektiÄŸidir. Peygamber Efendimizden aktarılan hadislere göre o da böyle yapmaktaydı. Müslüman toplumu yönlendirirken onlara ramazanı hatırlatıyor, dikkatlerini bu mübarek aya çekiyor ve nefislerini ramazana hazırlamalarını saÄŸlıyordu. Bunu onları belirli zikirlere yönlendirerek, bazı iÅŸaretlerde bulunarak yapıyordu ki bu konuda çeÅŸit çeÅŸit hadisler vardır.

Oruç tuttuÄŸumuz, İslam'ın temel direklerinden olan ve Allah'ın farz kıldığı orucun içerisinde bulunduÄŸu ramazan ayındayız. Oruç, bu ay içerisinde Allah'ın kullarına hazırladığı onlarca fırsat ve imkanın arasından bir tanesidir.  Yüce bir mevsimdir, takvayla azıklanmak için yüce bir mevsim. Terbiye görülen bir dönemdir, insanın nefsini arındırmasına yardımcı olur. Ruh, ahlak ve iman anlamında insanın yükselmesine sebep olur. Allah'la aramızdaki iman iliÅŸkisinin geliÅŸmesi için içerisinde onlarca imkan bulunmaktadır. İnsanın psikolojik ve duygusal olarak üzerinde çok olumlu bir etkisi olur, bu duygular Allah'a yakınlaÅŸmakla kazanılır. Bunlar: İtminan duygusu, Allah'a ünsiyet, mutluluk, nefsin dinginleÅŸmesi, güven, umut ve olumlu anlamda Allah'tan bir ÅŸeyler beklemek. İnsan bu ayda vicdanının yeÅŸerdiÄŸini hisseder, nefsi arındıkça bunu daha güçlü hisseder. İnsan oluÅŸunun kıymetini anlar. İnsan olmanın yüce deÄŸerlerine vakıf olur, yüksek duygu ve anlamları kavrar.

İşte bu ÅŸekilde ramazan, terbiyenin ahlak ve imanın mevsimidir. İnsani ve imanî deÄŸerler bu ayda diÄŸer aylara göre daha belirgin ÅŸekilde tecessüm eder. Böylece insan bu ay içerisinde edindiÄŸi motivasyonla tüm seneye iyice hazırlanmış olur. Bir ramazan ayından diÄŸerine kadar bu böyle sürüp gider. Çünkü insan için böyle yazılmıştır, yani Allah'ın bu bereketi bir sene boyunca sürdüreceÄŸine dair yazgısı vardır.

Bu anlamda ramazan aslında bir senenin durağı, dinlenme yeridir. Bu durak imanî, terbiyeye dayalı ve ahlakidir, aynı zamanda içerisinde bir çok ecirler vardır. Bu duraklar Allah katında yakınlık kazanma, sevaplar ve vaatler duraklarının her birisi için bir basamak sayılır. Gerçekten çok büyük bir ÅŸekilde, bu ayda fırsatlar saçılır. Sevapların karşılığı kat be kat verilir. Bu anlamda ramazan öyle bir fırsattır ki -günümüzde kullanılan bir sözde de geçtiÄŸi üzere-  içerisinde sıçramalar bulunur. Bu ay bir tür sermaye olarak görülebilir, Allah'a giden yolda çok kar getirme ihtimali olan bir sermaye!

Bu sermayeyi hafife almamak gerekir, çünkü katlanarak artma imkanı vardır. Tabi bunun imkanı kiÅŸinin bu ayı doÄŸru deÄŸerlendirmesi ve Allah'a yakınlaÅŸmak için çabalamasıyla olur. Bu ay deÄŸerlendirildiÄŸinde kiÅŸinin ay boyunca Allah'a vakit ayırması ve O'nun hakkını gözetmesiyle kar ve zararı belli olur.

Åžimdi burada dikkat etmemiz gereken bir konu var: Ramazan'ı alışık olunan, rutin bir ÅŸekilde beklemekle zihinsel ve psikolojik bir süreçle ve Allah'a dayanarak hazırlanmış olmak arasında fark vardır. Olması gereken öncelikleri baÅŸa koymak, nefsi hazırlamak ve psikolojik olarak odaklanmak gerekir, bunlar ramazan boyunca insanın kullanacağı ÅŸeyler olacaktır. Bu gerçekten çok önemli bir meseledir. Her hangi bir müslüman, dini arka planıyla, iman duygularıyla ve dindarlık bilinciyle zaten ramazana müÅŸtak olur. Çünkü o vicdanında mübarek ramazan ayında yaÅŸadığını hisseder. Bunlar çok farklı ve özel duygulardır. İç dünyası dinginleÅŸir, itminan bulur, Allah'a yakınlaÅŸtığını hisseder, böylece insan ramazan ayının genel yapısına bürünür. Bu mübarek ayla bütünleÅŸir, ramazanın havasını iliklerine kadar hisseder. Bu ay sayesinde güneÅŸin doÄŸuÅŸu, gecenin farklı halleri, zamanın döngüsü ve hayatın akışını farklı bir ÅŸekilde hisseder. Bu ayda takip ettiÄŸi doÄŸa olaylarını bile sanki sadece bu aya hasmış gibi görür, her ÅŸey ona istisnai olarak gelir ve zihinsel olarak bu ayı senenin diÄŸer aylarının tamamından ayrıştırır.

Peygamber Efendimiz'den ramazana psikolojik ve zihinsel hazırlık bakımından çok önemli hadisler aktarıldığını söylemiÅŸtik. Burada bunların çok önemli olanlarından bir tanesinden bahsedeceÄŸiz, bu hadisi ya da bir kısmını okuyarak özetle vermek istediÄŸi mesajı anlatmaya çalışacağız:

"Müminlerin Emiri olan Ali b. Ebu Talib'den ÅŸöyle aktarılır:

Peygamber Efendimiz Åžaban ayının son Cuma'sında bize ÅŸöyle bir hutbe verdi:"

Evet, dikkat ederseniz yukarıda da söylediÄŸimiz gibi bu hadis ramazanın öncesindeki hazırlık süreciyle ilgili olarak aktarılmıştır. Ramazan'a hazırlık.. Ramazan öncesinde, ramazan için kendini hazırlamak için gerekli olan öncelikler ve hazırlık süreciyle ilgilidir. Yani tam da konumuzla ilgili!

"'Allah'a hamdolsun.' diyerek söze baÅŸladı, 'Ey insanlar, bir ay sizi gölgeledi ki o ayda bin yıldan daha hayırlı bir ay vardır.'" Bu hadiste Peygamberimiz önce mübarek ramazan ayına dikkatimizi çekmektedir. Sonrasında bu ayın içerisinde kadir gecesinin olduÄŸunu söylüyor. Evet bütün anlam ve önemiyle kadir gecesi! Hadisin metnini bitirdikten sonra bu gece üzerine de konuÅŸacağız inÅŸallah. "Bu ay ramazan ayıdır, Allah bu ayda oruç tutmayı kutlu kılmıştır." Yani bu ayda oruç tutmak İslam'ın temel ÅŸartlarındandır. İslam'ın rükünlerinden bir tanesidir. "Bu ayda Allah bir geceyi namaz kılarak, ibadet amaçlı geçirmeyi diÄŸer aylardan yetmiÅŸ geceyi ihya edenin ameline denk saymıştır. İyilik ve hayır özelliklerinden birini bürünene geri kalan tüm farzları iÅŸlemiÅŸ sevabı verir." Bunlar çok yüce dereceler ve hayırlı amellerin kat be kat karşılıklarıdır. Nafile ibadetler bu aydaki karşılıklarıyla farzların seviyesine çıkar. Çok büyük kıymetler elde ederek Allah'a yakınlık ve iman olarak kiÅŸinin hanesine yazılır. "Yine bu ayda Allah'ın farzlarından bir tanesini yerine getiren kiÅŸi, sanki diÄŸer aylarda iÅŸlenmiÅŸ amellerin yetmiÅŸ katı kadar sevap kazanır. Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı cennettir. Bu ay müvâsâ ayıdır." Bu kavram üzerine inÅŸallah ileride konuÅŸacağız. "Bu ay Allah'ın Müslümanların rızkını arttırdığı bir aydır. Bu ayda bir oruçluya iftar ettiren Allah katında bir köle azat etmiÅŸ gibidir. Önceki günahları tamamen silinir.' Bunun üzerine orada bulunanlar Peygamber Efendimize, aralarında bulunan bazılarının bir oruçluya iftar ettirecek durumu olmadığını söylediler. Yani bazılarının ekonomik durumu gerçekten kötüydü. Fakir bir müslümana iftar ısmarlayamayacak kadar kötü durumda olanlar vardı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: Allah kerem sahibidir. Bu ecirleri oruçlu bir kiÅŸiyi küçücük bir ÅŸeyle iftar açtırana bile verir demiÅŸtir. Bu hadiste geçen müdgatü leben kelimesi suya bandırılmış yoÄŸurt demektir. Böyle küçücük bir ÅŸey bile olur anlamında kullanılmıştır. "Ya da içilebilir, tatlı bir sudan bir yudum verene ya da hurma taneleriyle bile olur." demiÅŸtir. "Kim bu ayda kölesine iÅŸini hafifletirse Allah da onun kıyamette hesabını kolaylaÅŸtırır. Bu bir aydır ki başı rahmet, ortası bağışlanma, sonu ise ateÅŸten kurtulmadır." Åžimdilik bu kadar okumakla yetinelim ki hadiste ilgili yerleri biraz açıklayalım. Böylece okuduklarımızdan faydalanmış olalım. Peygamberimiz bu hadiste bir çok farklı konuya dikkatimizi çeker. Birincisi bu mübarek ayın önemidir. Bu önem bu ayın belirli bir zaman diliminde kat be kat karşılıklara vesile olduÄŸu, yapılan iÅŸlerin karşılıklarının çok fazla olduÄŸuna dairdir. Bu kutlu ay -tabi biz bunu konuÅŸurken hemen önümüzde olan mübarek bir ÅŸeyden konuÅŸuyoruz- içerisinde bin aydan daha hayırlı bir geceyi barındıran bir aydır. Bu gecede Allah, tüm kullarına takdir ettiÄŸi ÅŸeyleri takdir eder. Yani kaderine yazar. Bu ayda yazılanlar bir senenin iÅŸlerini tümel olarak yazdırır ve biz bir sene içerisinde tafsili olarak bunları yaÅŸarız. Allah kaderi takdir eder, yazar. O Alim ve Hakim'dir. İlim, rahmet ve hikmetinin gereÄŸi olan ÅŸeyleri yazar. Yine dikkat çekilen bir nokta insanın bizzat kendisiyle ilgilidir. Yine toplum ve ümmetle ilgili ÅŸeylere, toplumun gidiÅŸatıyla ilgili ÅŸeylere dikkat çekilir. Bir bakıma insanların yönelimleri, eylemlerine dikkat çekilir. Bunlar onların lehine ve aleyhine olan durumlardır. Bu çok önemli bir meseledir. Bu bizzat seninle ilgili bir ÅŸeydir. Senin gidiÅŸatın ve kaderinle ilgilidir. İşte tüm bunlar kadir gecesinde yazılır ve bu gecenin önemi çok büyüktür. Her birimiz için bu böyledir, çünkü bu gecede senin hayatınla ilgili ÅŸeyler yazılır.

İnsan kendisi için hayrı sever. Allah'ın kendisine hayır yazmasını elbette ister. İcmalde ve tafsilde hakkında yazılanların hayır olmasını ister. Aynı ÅŸekilde toplumsal ve ümmet bakımından da düÅŸünürsek umarız ki Allah hepimize ve herkese bağışlanma, tevfik, rahmet ve sıkıntıdan kurtulma yazar. Hayat standartlarımız, dini ve dünyevi iÅŸlerimiz bakımından bizi ferahlatmasını arzularız. Her insanın kendi iÅŸleri, sıkıntıları, problemleri olur.    Hayat koÅŸulları olur ve Allah'a ihtiyaç duyar.

Aynı zamanda kadir gecesi Kuran'ın indiÄŸi gecedir. O Kuran ki ÅŸanı yücedir. Allah'ın kullarına hidayet ve nurudur. Nitekim ayette: "İçerisinde Kuran'ın indirildiÄŸi Ramazan ayı.." buyurmuÅŸ, bunun insanlar için hidayet olduÄŸunu söylemiÅŸtir. Yine Cenabı Allah: "Åžüphesiz ki biz onu (Kuranı) kadir gecesinde indirdik." demiÅŸtir. Kuranı Kerim ve kaderimiz demek ki kadir gecesiyle örtüÅŸüyor. Ona uyduÄŸumuzda Allah bize rahmet ediyor. "Bu bizim indirdiÄŸimiz mübarek bir kitaptır, o halde ona uyun. Takvalı olun ki rahmet olunasınız." Yani Allah'tan gelen bir rahmete kavuÅŸursunuz. Allah'ın rahmeti bu aydaki her ÅŸeyde tecelli eder. Tabi bu O'na ve kitabına uyduÄŸumuz ölçüde olur. Bu kitap dalaletten ve sapmadan kurtuluÅŸtur. Dünya ve ahirette kurtuluÅŸ vardır. Tabi ki böyle bir kitabın bu ayda inmiÅŸ olmasının takvayla, bu ayın mübarekliÄŸi ile ilgisi vardır.

Ramazan ayının baÅŸlıca gelen öncelikleri arasında Kuranı Kerimle ilgilenmek gelir. Bunda hiç bir ÅŸüphe yoktur ve insan bunun bilincinde olmalıdır. Kuranı tilavet etmeli, onu anlamaya çalışmak için odanklanmalı ve bolca düÅŸünmeli, onun hidayetine sığınılmalıdır. Kuranla iliÅŸki hidayet iliÅŸkisidir. Kuranla nasıl hidayet buluruz? Onunla nasıl anlayış sahibi oluruz? Ondan gönüllerimize ÅŸifa olan ÅŸeyleri alırız. Bizi arındıran, selamete kavuÅŸturan ÅŸeyleri alırız. İç dünyamızda yaÅŸadığımız her türlü prtoblemleri, gel gitleri onunla tedavi etmeye çalışırız. Onunla istikamet buluruz, arınırız. İnsan bütün bu mübarek ay boyunca Kuran'a yoÄŸunlaÅŸtığında, kadir gecesinde kazananlardan olur. Allah'ın kendisine yazdığı ÅŸeylerde iyiliÄŸi elde edenlerden olur. İşte ramazanda bu bilinçte olmalıyız, bütün bir ayı nasıl geçireyim ki bu geceyi layıkıyla eda edeyim? Allah'ın ateÅŸten kurtardıklarından nasıl yazılabilirim? diye dert edinmelidir. Bu gecede dünya ve ahiret iÅŸlerinde hayrı nasıl yakalarım? Salihlerden yazılmak için neler yapmam gerekir? diye düÅŸünmelidir. Bu kiÅŸisel bakımdan yapılan duadır. Ümmetin ise hidayeti istenmelidir. Halkımız için din, iman ve selamet istemeliyiz. İman, basiret ve tevfik için dua etmeliyiz. Allah bizi kendisinden razı kılsın, içinde bulunduÄŸumuz sıkıntılardan bizi kurtarsın.

Kadir gecesi, Allah'ın kullarına yazacakları konusunda önemli bir gece olması hasebiyle dikkatlerimizi Kuran'a çeviren bir gecedir. Her birimiz itibar gözüyle bu geceye nazar etmeliyiz. İnsan baÅŸtan itibaren bu geceyi önemsemeli ve ona hazırlanmalıdır.

Åžimdi ikinci bir baÅŸlığa gelelim, bu insanın bu ayda yaptığı amellerin faziletine dairdir. Bu ayda ibadetlerle ilgili konulara önem verilmelidir. Bunların başında zikir ve nafile namaz gelir. Bu ayda zikri çoÄŸaltmak gerekir. Zikri çoÄŸaltmak ve nafile namaz ruhani tarafımızı besler. Ruhani tarafımız mümin insanın hayatının önemli bir boyutudur. Allah'ı kalp, duygu, his ve dille anmak iman noktasında ve mümin insan için çok önemlidir. Derinlikli bir boyut ve önemli bir taraftır. İnsan bu yönünü kaybederse ruhu katılaşır, kalbi katılaşır. BenliÄŸi örselenir ve zulmet kendisini kaplar. Bu gerçekten çok tehlikeli bir ÅŸeydir. Vicdanın katı olup kalbin pas tuttuÄŸunda, gönlün boÅŸ olunca, iman ve Allah'ın zikri o kalpte yer etmeyince durumu çok ağır olur. Bu saydıklarımıza havf, reca, Allah'a yakınlık gibi duyguların yokluÄŸunu da ekleyin.

İnsan, Allah'la olan iliÅŸkisini zikir ve ibadet yönünden kurduÄŸu zaman onun kalbinde öyle bir güven duygusu oluÅŸur ki kendisine yönelik tüm tehdit ve tehlikelere göÄŸüs gerebilir. Bunun onun hayatının belli noktalarında, eylemlerinde çok büyük bir etkisi vardır. KötülüÄŸe tahammül edebilir, hayata olumlu yönden bakabilir. Fakat insan bu noktalarda kusurlar gösterdiÄŸinde onun kiÅŸiliÄŸi silinip gider. İçi daralır, düÅŸünceleri hep olumsuz olur. Depresyon onun sürekli niteliÄŸi olur. Kötülükler ona hükmeder. EndiÅŸe onu kaplar, güven hissi kaybolur ve sürekli bir stres içinde olur. İçinde bulunduÄŸu bu durum ondan bir çok kötülüÄŸün neÅŸv ü nema bulmasına zemin saÄŸlar. Enaniyet gibi, hodbinlik gibi bir çok kötü ÅŸey..

Bu kadar sıkıntılı ve zorluk içerisinde yaÅŸadığımız ÅŸu çaÄŸda.. Hız çağı, hayattaki her ÅŸeyin üzerimize geldiÄŸi, tüm yolların kapandığı ÅŸu çaÄŸda.. Fitne ve kışkırtmalar gerçekten çağımızda herkesi çok zorlayan bir ÅŸeydir. Korkular, sıkıntılar etkilerini öncelikle insanın nefsinde bırakır. Bu beÅŸeri nefis, kiÅŸinin güçlü ve mert duruÅŸunu engeller. Bu ÅŸekilde metanetlice durmak, ruhunu güçlendirmek için vs. Allah'a yakınlaÅŸmak ve O'nunla bağımızı güçlendirmek gerekir. Müminlerin yakınlık mertebelerine ulaÅŸmaları, Allah'la baÅŸ baÅŸa kalarak O'nu anmalarıyla mümkündür. Namaz, münacaat, dua ve zikirlerinde olur. Onlar bu makamlarda en mutlu anlarını yaÅŸarlar. Bu an ancak mümin bir kiÅŸinin tadabileceÄŸi bir ÅŸeydir. Allah'a yalvarır, O'na ibadet eder.. Bunlar: Zikir, namaz, dua ve kendini küçük görme makamlarında olur. Vicdan, ÅŸuur ve hissiyle Allah'a yönelerek O'ndan bağışlanma ve affedilme ister. Zelle, masiyet ve günahlarından ötürü O'ndan özür diler. O'ndan affedilmeyi, hoÅŸ görülmeyi ve müsamahayı ister. Böylece O'na acziyetini gösterir, taleplerini kendisine bildirir. Allah'a güven, O'na dayanma duygularını iÅŸte tam da böyle anlarda elde ederler. Bu durumda insan ÅŸöyle düÅŸünür:

"Bu hayatta her ne kadar sıkıntılarla, problemlerle karşılaÅŸsam da benim güvencim ve dayanağım olan bir rabbim var." ÅŸeklinde düÅŸünür. İşte bu düÅŸünceler insanda çok farklı pencereler açar ve güven duygusu aşılar, tam da o anda insan Allah'a yakınlık hisseder. Allah beni anın ben de sizi anayım, ÅŸükredin nankörlük etmeyin buyurur. Bu çok çok önemli bir sözdür. Allah seni rahmet ve faziletiyle anıyor. Böylece sana sekine bahÅŸediyor, seni manevi bir destekle destekliyor. Hayatındaki sıkıntıları gideriyor, rahmet ve ilmini senin üstüne salıyor. Evet, burada anlamamız gereken ÅŸey, insanın bu ÅŸekilde geçirdiÄŸi manevi anlarda içine hangi tür duyguların doÄŸacağı ÅŸeklindeydi.

Åžimdi gelelim, ecirlerin kat be kat karşılıklarının verilmesine.. Bu ayda yaptığımız ÅŸeyler öte dünyada misliyle karşımıza çıkacaktır. Bu dünya kendisinde hiç ÅŸüphe olmayan, bir gün kesinlikle sonsuz olarak gönderileceÄŸimiz bir dünyadır. İşte bunun için takvayla azıklanmalıyız. Bahsedilen bu salih ameller -bize olan bir çok olumlu etkisiyle beraber- aynı zamanda sermayemizdir. Biz bu sevaplardan oluÅŸan sermayeye gerçekten çok ihtiyaç duyarız. İnsan Allah'a yönelmesi ve bu dünya hayatının fırsatını doÄŸru kullanması bakımından vaktini iyi deÄŸerlendirmelidir. Gençlik nimeti baÅŸka, saÄŸlık nimeti baÅŸka, ömür nimeti baÅŸka.. Bu fırsatların hiç birisinin yeri dolmaz. Peki insan bu fırsatların kıymetini ne zaman anlıyor? ÖldüÄŸünde..

ÖldüÄŸünde anladığı ilk ÅŸey.. Bu hayatın asla yeri doldurulamaz bir fırsat olduÄŸudur. Bu yüzden birilerine ölüm geldiÄŸinde "Rabbim bırak da döneyim, yapmadığım ÅŸeyleri yapayım." der. Asla! Artık onlarla bıraktıkları ÅŸey arasında bir berzah vardır. İnsan için geri dönüÅŸ mümkün deÄŸildir. Sonradan hayır amel iÅŸlemek için tekrardan eline bir fırsat geçmez. Ecel biter, fırsat kaçar! Bu fırsat hayırlı amel iÅŸlemek ve diÄŸer ÅŸeylerdir. Bu anlamda ramazan ayı, amellerden büyük karlar elde edilecek bir aydır. Ecir, bu ayda katlanır da katlanır. Kadir gecesine gelindiÄŸinde ise buradaki ecir hayalin ötesindedir. Tabi ki bu amellerin geçerliliÄŸi takvayla mümkündür. Çünkü Allah, amelleri takvalı olanlardan kabul eder. Takvayla yapılan amellerle insan, en önemli ticaret pazarlarından elde edeceÄŸi onlarca kardan daha fazlasını kazanır. Bu çok büyük bir sermayedir. Kıymetli bir hazinedir, durduÄŸu yerde kıymet bulan, deÄŸer kazanan, kendini katlayan fırsat ve zamanlardır. İşte bu yüzden Allah bu ayda bir gecede kılınan namazı normal aylarda kılınan namazlardan yetmiÅŸ kat daha fazla saymıştır.

Bir iyiliÄŸi yapan farzlardan aldığı sevabı alır, bir farzı iÅŸleyen yetmiÅŸ farz iÅŸlemiÅŸ kadar sevap alır. KardeÅŸlerim bu çok büyük bir fırsattır. Allah katındaki deÄŸerinin artması için, Allah'a yakınlık kazanman için çok önemli bir fırsat.. Bu sermaye Allah'a sunulduÄŸunda kıymeti anlaşılacak bir öneme sahiptir. Sen cennete neyle gireceksin? Salih amelle.. O zaman salih amel sermayedir.

Sonra Peygamber Efendimiz ramazanın sabır ayı olduÄŸunu söyler.. Bu ramazanın terbiye edici yönüyle ilgilidir çünkü biz bu ayda sabretmeyi öÄŸreniriz. Sabrın bu hayattaki kurtuluÅŸ ve baÅŸarımızda çok önemli bir yeri vardır. İnsanın bu hayatta yaptığı her ÅŸeyin mayası sabırdır. Sabır olmaksızın hiç bir ÅŸey olmaz, sabırla imanın iliÅŸkisi bedenle kafanın iliÅŸkisi gibidir. Sabır, zorunlu bir ÅŸeydir ve o olmadan dünya ahiret hiç bir iÅŸimiz rast gitmez. Sabırla tahammüllü olur. İrade ve tahammül veren ÅŸey sabırdır.

Bu seviyelere yani tahammül sahibi, kudret sahibi insanların seviyesine ancak sabırla eriÅŸebiliriz. Bunlar ÅŸehvetlere, fitnelere, kışkırtmalara ve sıkıntılara karşı olur. Bu insanlarda sebat ve saÄŸlam duruÅŸ vardır. Güç ve kuvvet sahibi olurlar. Bu neyle olur? Sabırla olur. Bunun tersi olan insanlar hemen kırılırlar, dökülürler ve cayarlar. Hemen teslim olurlar.. Her ÅŸeye karşı böyledirler örneÄŸin ÅŸehvetlere, tehtitlere.. Sorumluluk almaz, önemli iÅŸler almaz, hayattaki rolü zayıftır, iÅŸleri küçük küçüktür. Gerçekte o sıfıra sıfır bir adamdır. Ahiret ve dünyada tüm hayırları kaybeder. Cennete ancak sabırla gidilir. Dünya ve ahirette sabır olmaksızın hiç bir ÅŸey kazanamayız. Biz ramazan ayında iÅŸte bu sayılan tüm iyi özellikler yani tahammül, irade, kudret gibi özelliklerle bezenir ve seneye öyle baÅŸlar öyle gireriz.

Bu yüksek bir maneviyattır ve ümmeti Muhammed bu ayda bu enerjiyi elde eder. Bu güç nefislerde baÅŸlar, irade gücüdür, azim gücüdür, denge gücüdür.. Bu haliyle kiÅŸi Allah'a her daim yönelerek O'ndan aldığı güçle tüm sıkıntı ve meÅŸakketlere göÄŸüs gerer.

(Amerika'ya, İsrail'e ölüm sloganları ve tekbir sesleri)

İstikamette de sabırlı olmak gerekir. Åžehvet ve kışkırtmalara karşı sabırlı olmak.. Sorumluluklarımızı yerine getirmek için çok ciddi bir sabra ihtiyaç duyarız. Cihatla ilgili sorumluluklarımız, iyiliÄŸi emretmeyle ilgili sorumluluklarımız, kötülüÄŸe karşı çıkma, batıla direnme, taÄŸut ve zalimlere karşı çıkmayla ilgili sorumluluklarımızın tamamı sabra ihtiyaç duyar. Bu öyle bir zamandır ki bu zamanda güçlü olan, kazanan, kurtulan hep sabırlı olandır.

Bunlar Allah'ın vaat ettiÄŸi ÅŸeyleri kendi elleriyle gerçekleÅŸtirmesini isteyen kiÅŸilerdir. Bunlar sorumluluklarını yerine getirmek isteyen ve üzerlerine düÅŸeni hakkıyla yapan kiÅŸilerdir. Çünkü Allah'ın vaatleri sabra baÄŸlanmıştır. "Allah sabırlılarla beraberdir." ve "Allah, sabırlıları sever."

Biz Yemen halkı, bir imtihan olarak asrın taÄŸutuyla karşı karşıyayız. Bu taÄŸut ABD ve İsrail, aynı zamanda onların uÅŸaklarıyla görünür. Bu uÅŸaklar münafıktır ve biz bu imtihanı zulüm, ihanet ve baÅŸkaldırı gibi diÄŸer bir çok ÅŸeyle de anlayabiliyoruz. Biz onların bu zülüm ve suçlarına karşı çıkabilmek için elimizden gelen ÅŸeyi yapıyoruz. Davranışlarımızda onların bize olan tehditlerine karşı direnme etkili oluyor ve buna göre davranıyoruz. Böylece bir yönden üzerimize düÅŸen ÅŸeyi yerine getirmiÅŸ oluyoruz bir yandan da bahsettiÄŸimiz anlamda elimizden geldiÄŸi kadar sabrediyoruz.

EÄŸer sabrımız olmasaydı, bu sabırsızlığın sonu yok olmak olurdu.. Oysa teslim olmak kaybetmek ve düÅŸmektir. SabretmediÄŸimiz bir iyiliÄŸin bizim için Allah katında bir karşılığı yoktur. Onun bir fazileti de yoktur.. Biz bugün amel meydanında sabrediyoruz. Biz direniÅŸ çerçevesinde sorumluluÄŸumuz için sabrediyoruz. Allah'ın bizden istediÄŸi sabrı kendi sorumluluÄŸumuz çerçevesinde yerine getirmeye, üzerimize düÅŸen vacipleri yapmaya, kıyam etmeye çalışıyoruz. Sebat makamında sabrediyoruz. Sorumluluk dairemizde sabrediyoruz. Yüksek bir mevkide sabrediyoruz. Güç, kuvvet ve sebatla sabrediyoruz. Sabır teslim olmuÅŸların, zillete düÅŸmüÅŸlerin, alçakların iÅŸi deÄŸildir. Bunların sabrı baÅŸ eÄŸmeyedir. Ayaklar altında ezilmek ve tartaklanmayadır. Zillet ve hiçliÄŸedir. Hayır hayır! Ben bu sabırdan bahsetmiyorum.. Benim bahsettiÄŸim sabır Allah'ın dostu olan mücahitlerin sabrıdır. Meydanların yiÄŸitlerinin sabrıdır. Bunlar sorumluluk adamlarıdır ve istenen sabır aslında budur.  

Sabrın karşılığı cennettir. Murabıt olanlara müjdeler olsun. Ramazan kutlu olsun böyle olanlara! Cephelerde savaÅŸan, sabırlarıyla siperlerde duran kardeÅŸlerimiz için ramazan kutlu olsun. Onlar cephelerde beklerler ve Allah onlara karşılıklarını kat be kat verecek. Sabrın bir semeresi de Allah'ın müslümanların gidiÅŸatıyla ilgili hazırlamış olduÄŸu ÅŸeylerin sonucunda çıkacaktır. ÖrneÄŸin büyük uhud savaşı.. Buna Enfal suresinde Allah tarafından furkan günü denmiÅŸtir. Bu savaÅŸ ramazan ayında gerçekleÅŸti. Mekke'nin fethi ki bunun sonucunda bir çok neticeler zuhur etmiÅŸtir. Tarihi anlamda büyük olaylar olmuÅŸtur. Risalet, peygamber efendimiz ve müslümanların kaderiyle ilgili büyük dönüÅŸümler yaÅŸanmıştır.

İşte bu büyük olaylar hep ramazanda yaÅŸandı. Bunlar o dönemde yaÅŸayanların yüksek sorumluluklarıyla kazanıldı ve derecelerini arttırdı.

Aynı zamanda bu ay eÅŸitlik ayıdır. Bu baÅŸlık ramazanla ilgili en önemli baÅŸlıklardandır ve ramazan tam bir eÅŸitlik ve Allah için verme ayıdır. Bu ayda fakirlere miskinlere muhtaçlara yardım edilir, enaniyetin kırılır ve kendini düÅŸünmekten feragat edersin. Sürekli kendinle uÄŸraÅŸmaya kafa yormandan seni kurtarır. Böylece daha geniÅŸ bir alanda düÅŸünmeye baÅŸlarsın. Bu içinden gelen iman baskısı ve saÄŸlıklı bir ruh haliyle olur. Böylece çevrendeki muhtaç ve fakirleri gözetlemeye baÅŸlar onlara yardıma koÅŸarsın. Yardımın ilki yemek yedirmektir. Evet yardımın ilk baÅŸlığı budur. Zira sıkıntıların baÅŸlıcası açlıktır. Fakir insanı sıkıntılı ve aç bir vaziyette görürsün. Sana ailesine yemek götüremediÄŸini ve evde ocağın yanmadığını söyler. Onlara sunacak bir yemeÄŸi olmadığını söyler. Ailesine yemek götürmek ve ekmek parası konusunda adamı sıkıntılı bir halde görürsün. Bu adamın sıkıntısını baÅŸka hiç kimse çekmez.

Kuran'da da yardım meselesinde insanları doyurmak meselesine yoÄŸunlaşılmıştır. Hatta bunun tonunun çok yüksek olduÄŸu da söylenebilir. Öyle ki kafirler bile kınanırken "Allah'ın doyurmayı istemediÄŸini biz mi doyuralım." dediklerini aktarır. Böylece onların hayırsızlıklarına ve miskinlere merhametsiz davrandıklarına iÅŸaret eder. Zor zamanlarda -bizim halkımızın da içinde bulunduÄŸu ÅŸuanki durum gibi- boykot durumlarında, kuÅŸatma ve fakirlik zamanlarında toplum en ciddi sıkıntılarla yüz yüze gelmiÅŸ olur. Bir ÅŸey satın almaya güçleri yok, Ukrayna ve Avrupa meselesindeki gibi hala sürmekte olan soÄŸuk savaşın gölgesinde, bir yandan fiyatların yükselmesi bir yandan devlet bazlı deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümler bunu gördük. Bir yandan fiyatlar artıyor bir yandan ülkelerde deÄŸiÅŸimler yaÅŸanıyor. Bu anlamda geniÅŸ bir konjöktürde sıkıntı ve darlığın nasıl yayılabildiÄŸini, insanları daraltan fakirlik ve aç kalan aileleri görüyoruz. Bir çok ailenin besinini temin etmede ve yemek bulmada dara düÅŸtüÄŸüne ÅŸahit oluyoruz. Bu çok önemli bir meseledir ve Kuranı Kerim bu meseleye bir çok farklı ayette dikkat çekmektedir.

Fakiri ve miskinleri doyurmak, onlara yemek temin etmek.. Bunları yapmayanların da Kuran'da ÅŸiddetle kınandığını biliyoruz. Peygamberimiz komÅŸusunun aç yattığını bilmesine raÄŸmen tok yatan kiÅŸinin halini bize anlatır. Sen komÅŸunu aç yatıyor bilmene raÄŸmen mideni tıka basa doldurup yatıyorsan ve onu umursamıyorsan hadiste de belirtildiÄŸi üzere insanların en kötüsüsün.

İşte bu yüzden ramazanın en önemli vurgusu ve baÅŸta gelen önceliÄŸi -her mümine düÅŸen ÅŸey- baÅŸkalarına yardım etmek ve bunu öncelikle yemekle yapmaktır. Besin noktasında onlara destek olmaktır. Bunun karşılığı Allah indinde çoktur. Beled Suresinde:

Fakat o, sarp yolu göze alamadı. O sarp yol nedir, bilir misin? Köle âzat etmektir. Veya bir kıtlık gününde yakını olan bir yetimi yahut aç açık bir yoksulu ­doyurmaktır. Sonra iman edip birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve acımayı öÄŸütleyenlerden olmaktır.

buyrulmaktadır.

Haydi bu ramazan bu köleleri azat ederek yüksek erdemlere, insanın varacağı zirvelere ulaÅŸalım! Bu büyük ÅŸerefe nail olalım. Fakir ve miskinlerimize sahip çıkalım. Åžu olumlu ruh ve hava toplumun tüm kesimlerine yayılsa..

(Tezahüratlar)

Her birimiz yardım ve desteÄŸe raÄŸbetli olsa.. Bir yetimi bir yoksulu bir fakiri gözetmenin derdinde olsa bu toplumu nasıl da deÄŸiÅŸtirecektir. Toplumsal ve sosyal hayatı dönüÅŸtürecektir. Toplumun dayanışmasında böyle hassasiyetlerin rolü çok büyüktür. KardeÅŸlik, toplum üyeleri arasında birlik, yaraları sarma noktasında, sıkıntılar, problemler ve tehlikelerin yok edilmesi konusunda bu erdemler çok önemlidir. Dünyada bu türlü müspet fiillerin karşılığı böyledir ve ahirette olan ise bundan çok daha yücedir.

Hadiste bu ayda oruçlu doyurana köle azat etme sevabı verileceÄŸi ve önceki günahlarının tamamının silineceÄŸi geçmiÅŸti. Demek ki bu eylem kiÅŸinin günahlarının silinmesi için bir vesiledir ve kiÅŸiye faydası çok fazladır. Allah'a tövbe etmek ve günahından dönmek demektir. Çünkü tövbe yalnızca dille söylenen bir ÅŸey deÄŸildir. Bununla beraber affedilmemizi saÄŸlayacak diÄŸer sebeplere de yapışmak gerekir. İşte bu ÅŸekilde fakirlere vermek seni olumsuz tüm ÅŸeylerden, günahlarından ruhundaki darlıktan kurtarır. Sen bu amelle sicilini yenilemiÅŸ olursun. İşte Allah'ın bu ÅŸekilde bir garanti vermesi çok önemli bir meseledir. Bu isterse bireysel olsun istese iftar çadırlarında vs. olsun. Bunun bir karşılığı olamaz. Hayır konusunda arzulanan her ÅŸey makbuldür ve istenen bir ÅŸeydir.

İnsanların evine kumpanya bırakmak olabilir, ev ev gezmek olabilir.. İhtiyaç sahiplerinin ihtiyacını gideren ve karnı aç olanları doyuran her türlü yardım ve farklı yollarla yapılan destekler makbuldür. Bu çok önemli bir konudur.

Åžimdi toplumsal yaÅŸamı etkileyen, maddi manevi her ÅŸeye tesiri olan bir konu daha var ki yeri gelmiÅŸken onu da konuÅŸalım: Fiyatların artması problemi. Bu bir çok aileyi neredeyse bir ÅŸey satın alamayacak kadar kötü bir duruma sokmakta ve onları acizliÄŸe düÅŸürmektedir. Zorunlu gıdalar ve bir kase yoÄŸurt alamayacak duruma sokan bir problem. Bir gram buÄŸday ya da un alamayanlar var. Bu problem alım gücü yokken fiyatların fahiÅŸ ÅŸekilde artması ve para getirecek iÅŸ sektörlerinin olmamasıyla ilgilidir.

Fiyatlardaki artış probleminin temel olarak üç sebebi vardır:

Birincisi, ÅŸiddetli kuÅŸatma ve abluka.. Bu düÅŸmanlarımız tarafından bize karşı yapılan gerçekten çok büyük bir suçtur. Bu onların en vahÅŸi en iÄŸrenç suçlarıdır. Ne insanidir ne ahlakidir. Bunun sonucu toplumumuzdaki her bir çocuÄŸu her bir genci etkilemektedir. Onlar yüzünden azıklarını temin edemiyor ve istedikleri ÅŸeyleri alamıyorlar. Gaz petrol gibi en önemli ÅŸeyler çok ciddi kısıtlamalarla ve çok pahalı olarak geliyor. Ya da fiyatları aşırı artıyor ve bu mesele bundan baÅŸka bir çok probleme yol açıyor. Bu, zalimlerin bu halka reva gördüÄŸü en ciddi meselelerdendir. Bu, onların bu halka yaptıkları en cani düÅŸmanlıktır. Bu, onların iÅŸlerinin canice vahÅŸice ve gaddarca olduÄŸunun en ciddi delilidir. Bu insani de deÄŸildir, ÅŸeriata da uymaz ne de ahlakidir. Bu mesele tek başına onların halkımızın tamamına düÅŸmanlık beslediklerinin kanıtıdır. Onlar bu bölgenin kendisine ya da belirli bir noktaya deÄŸil, bu halkın tamamına düÅŸmanlık ediyorlar. Onlar her bir aileye savaÅŸ açıyorlar. Her bir bireye, küçüÄŸüne büyüÄŸüne ulaÅŸan bir düÅŸmanlık bu.. Bu apaçık bir ÅŸahittir ve mesele çok açıktır. 

Fiyatların artışının ikinci etmenine gelince.. Ülkesel çaptaki deÄŸiÅŸim ve ilerlemedir. Bundan önceki ekonomi planlarında örneÄŸin yapılan ithalatlar Yemen halkının lehine olacak ÅŸekilde yapılıyordu.. Kürdandan salataya ve diÄŸer gıda ürünlerine kadar özellikle de buÄŸday da durum böyleydi. İthalat dışarıdan yapılıyor, yurt içi üretim iptal ediliyor! Tüccarlara böyle ürünleri dışarıdan almaya yönelik bir yönlendirme yapılıyor. Böylece bu kiÅŸiler sermayelerini yurt içi üretimde kullanmıyorlar. Bu hatalı politikanın halkımıza zararı çoktur. Halkımızın ÅŸuan yaÅŸadığı problemlerin bir sebebi de iÅŸte bu ekonomik politikaya dayanmaktadır. Bunlar hatalıdır, düzmecedir ve asla doÄŸru deÄŸildir.

Mesela bizden çok uzak olan hatta çok uzak olan Ukrayna'da savaÅŸ çıktı ve biz buÄŸday ihtiyacımızın yüzde otuzunu onlardan karşılıyorduk. Ukrayna krizi anında Yemen'de gözüküyor! İşte bu çok büyük bir sıkıntı ve yanlış siyasetlerin ürünü..

(Tezahüratlar)

Ukrayna'da yaÅŸanan bir kriz bizi burada etkiliyor. Bu apaçık bir hatadır. Neden böyle olsun ki? Bizim buÄŸday ihtiyacımızı karşılayacak arazimiz yok mu? Hayır! BuÄŸday ihtiyacımızı karşılayacak kadar arazimiz var oysa ki. Dünyada tarım üretiminde sekizinci sırada gösterilen ÅŸu Japonya.. Yemen'den coÄŸrafi olarak çok daha küçüktür. ÇoÄŸu bölgesi volkanik adadan oluÅŸur ve bu adamların toprağı yok. Toprakları çok az ama onlar sekizinci sıradalar. Biz de hamdolsun bir yığın toprak var, yurdumuzun her yeri toprak. Toprak demek tarım demek. Ülkemizin çoÄŸu yeri tarıma elveriÅŸli.. Koca koca, buÄŸday ekilebilecek arazilerimiz var ve gayet de verimli topraklar. Fakat biz üretim yerine dışarıdan almaya çalıştığımız için -giyim kuÅŸam, yemek, tohum gibi her konuda- dışarıda yaÅŸanan her sıkıntı burada hissediliyor. Hangi kriz olsa Yemen'de hissediliyor. ABD siyaseti yüzünden Avrupa'da problemler yaÅŸandığında -ki ABD savaÅŸları yayar ve krizleri doÄŸurur ve insanlık için ÅŸerri yükseltir- bizim durumumuz yine kötüleÅŸti. Bir taraftan abluka bir taraftan da tüm dünyayı etkileyen krizler.. Evet sanmayın ki ÅŸu dünyada bir biz krizdeyiz. ABD ve Avrupa'da ve dünyanın tamamında petrol artıyor, bizim yaÅŸadığımızı onlar da yaşıyor. Hak ettiler hak ettiler, onlar bunu çoktan hak ettiler.

(Tezahüratlar)

Bir taraftan abluka bir taraftan tüccarlarımızı dışa bağımlı hale getiren yanlış politikaların yanında üçüncü problem ki bu problem savaşılabilecek hatta savaÅŸma sorumluluÄŸumuz olan bir ÅŸeydir. Ülkemizin sınırları içerisinde yaÅŸanan saçmalıklardır. Ama tacirler ama yatırımcılar ya da fiyatları arttırma, stokçuluk.. Fesatlık saÄŸanakları, tamah saÄŸanakları ve kötülük saÄŸanakları yaÄŸmakta.. İşler kötüleÅŸince kendi kafalarına göre fiyatlara zam üstüne zam yapıyorlar. Ülkenin gidiÅŸatına ya da salahına bakarak zam yapmıyorlar. Daha çok kar için arttırıp duruyorlar. Bu bir istismardır.. Ülkemizdeki abluka, Ukrayna'da yaÅŸananlar umurlarında olmaz ve piÅŸkinlikle fiyatları arttırırlar. Fiyatların, haddinden fazla zamlandığı ya da abluka ve dış etmenlerden bağımsız olarak artmasına karşı baÅŸ kaldırmak ve bu konuda birlik olmak gerekir. Ticaret ve Sanayi Bakanlığı görevini sonuna kadar yapmalıdır, halkın arasında memurlarla gezip fahiÅŸ zam yapanları cezalandırmalıdır. Durum gerçekten çok sıkıntılı. Ya da örneÄŸin aynı bakanlık, fiyatları koruma noktasında sorumludur. Bu onların görevi o halde hareket etsinler. Bir çarşıda bir dükkandan diÄŸerine fiyatlar deÄŸiÅŸiyorsa bunun nedenini öÄŸrenmeliler. Burada bir oyun döndüÄŸü açık. Hep beraber bu oyuna karşı çıkmalıyız ve herkes elinden geleni yapmalıdır. Fiyatlarla oynama ve stokçuluÄŸa karşı.. Özellikle de stokçuluk pratik anlamda çok daha büyük problemlere sebep olmaktadır. VatandaÅŸların bu konularda aralarında birlik olması gerekir. Topulm, fiyatlarla oynanmasına karşı çıkmalı ve tepkisini göstermelidir. Devlette yetkililer ve toplum arasında kuvvetli bir baÄŸ olmalıdır. Yöneticilerin eski adetlere dönmemeleri lazım. Yani halkla arana set çekme ve irtibatsız olma huylarından vazgeçmeleri gerekir ki halka karışsınlar, onların seviyesine insinler.

(Tezahüratlar)

İnsanlardan biri olsunlar, onları yakından duysunlar, görsünler ve gözetsinler. Bu bir sorumluluktur. Bu onların Allah karşısında da bir sorumluluklarıdır. Aynı ÅŸekilde basının görevi de olumlu ve pozitif olsun. Problemi çözmeye yönelik olsun, devrime karşı olumsuz etkiler yapacak haberler yapmak deÄŸil. Evet, bizzat problemleri çözmeye yönelik ve olumlu iÅŸler yapsınlar. İnsanların acılarıyla, yaralarıyla, sıkıntılarıyla eÄŸleÅŸmesinler. Toplum, basın ve yönetim arasında uyum saÄŸlandığında o zaman kimse stokçuluk yapamaz kimse fahiÅŸ zam yapamaz. Böylece sıkıntıların büyük çoÄŸunluÄŸu ortadan kalkmış olur. Fakir ve muhtaçların problemleri ortadan kaldırılır. Ramazan ayında dikkat etmemiz gereken ÅŸeyler iÅŸte bunlardır.

Tüccarlar, Allah'tan. Çünkü kulağımıza onların ramazanı fiyatlara zam yapmak için bir fırsat olarak gördüklerine dair haberler geliyor. Yine bazı tüccarların da fiyatlarda indirim yapma giriÅŸiminde olduÄŸunu duyduk ki iÅŸte mükemmel, gerçekten mükemmel bir ÅŸeydir. İşte bu insani ve ahlaki bir hamledir. Olması gereken iÅŸte tam da budur. Bir takım tüccarların ramazan dolayısıyla fiyatları düÅŸürmek için indirim yapması.. İşte bu insani hareket, bu yönelim, bu çaba bunun imana dayalı olması gerekir. Allah onlara her türlü hayır ve bereketi ihsan etsin. Onlar vatandaÅŸ gibi, vatandaÅŸtan biri gibi fiyatları düÅŸürmek istiyor ve vatandaşın halinden anlıyorlar. Böylece bereket ve ecirlere nail olurlar, imani saiklerle ve ÅŸahsi olarak insiyatif alıp bunu yapıyorlar. Allah insana bedelini verir, ihsana ihsanla karşılık verir. İşte eÅŸitlik ayı böyle olur ey imanın yemeni..

Aynı ÅŸekilde elinde avucunda ne varsa.. Bu bir parça ekmek olabilir bir parça hurma olabilir kimin elinde ne varsa bir ÅŸeyler yapmak için uÄŸraÅŸmalı, yoksullara yardım etmek için can atmalıdır.

Hadiste geçen "kölesinin yükünü hafifletme" çok önemli bir meseledir ve geniÅŸ bir konudur.

Åžimdi "Başı rahmet, ortası bağışlanma ve sonu ateÅŸten kurtuluÅŸ" ifadesine gelelim.. Bu mümin kiÅŸinin odaklanması gereken bir ÅŸeydir, Allah'tan rahmet ummak en önemli ÅŸeydir. Evet Allah tarafından affedilmek mümin kiÅŸinin en baÅŸat hedefi olmalıdır. Sebeplere sarılmalıdır, bu sebepler rahmet sebepleridir ve rahmet her ÅŸeyi kuÅŸatmıştır. Mümin, ateÅŸten kurtulmak için son derece çabalamalıdır. Ahirete, cennet ve cehenneme inanan, bunların hukukuna riayet eden kendisini ailesini, çoluÄŸunu çocuÄŸunu kurtarmaya çalışan kiÅŸi bunlara dikkat etmelidir. "Kendinizi ve ailenizi yakıtı taÅŸ ve insanlar olan ateÅŸten koruyun"

Ramazanda rahmet kapıları açılır. Allah kula bir çok fırsat, imkan ve kolaylıklar saÄŸlar. Kat kat karşılıklar verir. O halde insan kendisi için rahmet yazılanlardan olmak için çabalamalıdır. Allah'a kavuÅŸmak ve cenneti kazanmak için her türlü çabayı göstermelidir. İnsan sonsuz mutluluk ve cennet için bu çabayı göstermelidir.

(Tezahuratlar)

İman bizim Yemen halkımızın kimliÄŸidir, ÅŸerefimizdir. İmanü'l-Yemân olarak bize isim veren ve ser levhamız olan bu ÅŸey bize ÅŸeref olmuÅŸtur. Bu iman -Allah'ın tevfik ve izniyle- hayatımızın her safhasında mücessem olacaktır. Namazımızda, orucumuzda, hayır iÅŸlerimizde, ihsanda, cihatta, kurbanda, gönüllerde ve her makamda görünür olacak. DüÅŸmanlarımıza baÅŸ kaldırmakta ortaya çıkacaktır ki bu çok önemli bir parçadır. Biz buna cihat deriz. Suçlu ve taÄŸutlara baÅŸ kaldırmak, halkımıza en büyük zulümleri yapanlara itiraz etmek cihattır. Bir halkı tamamen aç bırakan ve abluka altına alanlara karşı direnmek..

Yemenü'l-iman'ı haksız yere iÅŸgal edenlere karşı mücadele etmek.. Yaptıkları her ÅŸey tam bir düÅŸmanlık ve caniliktir. Bu ablukanın sekizinci yılını da Allah'ın inayetiyle aÅŸmış bulunuyoruz. Ve bunu yankısı tüm dünyada yayılan bir darbeyle yapmış bulunuyoruz. Ablukayı kırma üçüncü eylemini Cidde’deki devasa petrol kuyularını hedef alarak gerçekleÅŸtirdik.

Bu petrol deposu ki onunla halkımıza eziyet ediyorlar. Satın aldığı ÅŸeyde bile halkımızı etkilyor. Sen satın almak istesen bile seni engelliyorlar ve dilediÄŸin ticareti yapamıyorsun. Åžuanda onların önünde bir fırsat var, eÄŸer bunu teperlerse yenilecek ve yok olacaklar.

(Tezahuratlar)

Biz her durumda elimizden geleni ardımıza koymayacağız ve çabamızdan hiç bir ÅŸey eksiltmeyeceÄŸiz. Bu ablukanın sürdürülmesi ve tacizleri asla kabullenemeyiz. Elimizden geleni yapacağız, Allah'tan yardım isteyeceÄŸiz. Onların da önünde baÅŸka bir seçenek yok! Ya içlerinde bulundukları hali kabullenerek darbelerimize boyun eÄŸerler ve baÅŸlangıcından itibaren bize olan anlamsız düÅŸmanlıklarında nasıl vartaya düÅŸtüklerini anlarlar. DüÅŸmanlığı kesmek, ablukayı kaldırmak dışında bu vartadan çıkamayacaklarını bilecekler! Biz sabrımızla ve Allah'a olan güvencimizle onlara direneceÄŸiz ta ki onlar durana kadar.

Bununla beraber biz Allah'a güvenmekteyiz ve Allah zorluktan sonra kolaylık verecektir. Bu abluka, halkımızın bu dramı sonsuza dek süremez. Allah'ın vaadi haktır. Muttakilere verdiÄŸi sözler, sabırlılara verdiÄŸi sözler haktır. Sorumluluklarını yerine getiren sabırlı kiÅŸilere kendileriyle beraber olduÄŸunu bildirmiÅŸ ve onlara yardım edeceÄŸini söylemiÅŸtir. Biz de O'nun yardımına inanıyoruz.

Nasıl ki bu ayda gönlümüzü, vicdanımızı ve duygularımızı temizlemek istiyorsak aynı ÅŸekilde bu temizliÄŸi sokaklarımıza da yayalım.. Caddeleri, çarşıları ve pazarları temizleyelim. Evleri temizleyelim. Temizlik medeniyet ve imanın göstergesidir. Åžehirlerimizin en kirli ÅŸehirler olması, sokaklarımızın çöplerle dolu olması bize yaraÅŸmaz. Temizlik evden çöp çıkarma gibi küçük ÅŸeylerden ve evlerden baÅŸlar. Bazı insanlarda maalesef din ve temizlik eksikliÄŸi var. Bununla beraber biz bir temizlik hamlesi baÅŸlatalım. Tabi ben burada temizlik görevlilerimize de çok teÅŸekkür ediyorum. Hepimiz bu ramazanı temiz olarak karşılamak istiyoruz. Yetkili kardeÅŸlerimiz de gerçekten böyle ÅŸeylerle tam olarak ilgilensin ve bizimle sadece fotoÄŸraf çektirmekle yetinmesin. Önemsesinler, takip etsinler ve ilgilensinler.

(Dua)

KUDÜS ANALİZ ÖZEL

Sosyal medyada paylaÅŸ: Facebook Twitter Whtasapp


Hakkımızda

Uluslararası Siyasal Gündem - Kudus Analiz | KA kudusanaliz.com


Kudüs Analiz sitesi bir Kudüs Medya AŞ portalıdır




Son Güncellenenler


Network Yazılım